Kamboçya'da kamyon kasasındaki tekstil işçileri

Kampong Speu’nun tozlu ve çukurlarla dolu 51. Yol’unda giderken kamyon gıcırdıyor ve inliyor. 43 tekstil işçisi yanları ve üstü açık bir kamyon kasasında işe gidiyor. Elleriyle kamyonun zayıf metal kafesini kavrayan işçiler, hafriyatların hemen dibindeler.

Herkes, ufukta süzülen güneş kadar sessiz. Sonra, kamyonun şasesi bir hendeğin kenarına vuruyor. Şaseden bir çınlama, işçilerdense toplu bir inilti sesi geliyor. Hemen ardından işçiler istiflerini hiç bozmadan önlerine bakmaya devam ediyor. Ancak 45 yaşındaki Chreng Saren korkmuşa benziyor. Saren, vilayetteki Samrong Tong bölgesinde elbise ve ceket ütelemesi yapan bir fabrikada çalışıyor. 3 Ağustos’ta, yine açık kasalı bir kamyonda işe giderken, araç yoldan çıkmış ve kaza geçirmişti.

Kazada, hızla Phnom Penh’s Calmette Hastanesine gönderilen üç kişi dahil toplamda 33 işçi yaralandı. Saren, parmaklarını incitti ve kaburgası zedelendi.

“Kazadan önce bile, bir kamyonda gitme konusunda endişeli ve tedirgindik” diyor Saren. “Eve varıncaya kadar endişemiz sürüyor, sonra rahatlıyoruz.”

YOLDA...

Güneş doğarken, yüzlerinin üst yarısı ince bir kırmızı toz tabakası ile kaplanmış tamamı kadın işçileri görebilirsiniz. Gözleri bir sonraki kazayı bekleyerek yola odaklanmış. İçki içen eşleri hakkında dingin konuşmalara, önceki gece televizyon programı üzerine kıkırdamalar serpiştiriliyor.

İşçiler gevşek kaynaklı metal direkleri tutmanın, sahip oldukları tek koruma olduğunun farkında. “Bunlar hakkında konuşuruz, fakat kamyona tutunmak zorundayız” diyor Saren. Kamyonun arka kısmında duranlar kendilerini sabit tutmak için kenarlara tutunabilir. Ancak ortadakiler, yanlarındaki işçilere çarparak sürekli sallanıyor. Kamyon yolun göreli olarak daha düzgün kısmına ulaşırken, hızını arttırıyor. Saat yaklaşıyor. Cadde şimdi tekstil fabrikalarıyla dolu ve 10 ila 20 kamyondan oluşan bir konvoy işçileri indirerek ilerliyor. Konuşma yatışıyor. Saren, onu kaza hakkında en çok korkutanın 25 yaşındaki kızının aynı kamyonda bulunması olduğunu söylüyor. İkisi de küçük yaralanmalarla kurtuldu, ancak şimdi ayrı ayrı araçlarla seyahat etmeyi tercih ediyorlar.

Ana ile kızı, 10 kişilik ailenin, masaya yemek koyan ve diğer çocukları okula gönderen, tek gelir kaynakları.

“Sanırım ayrı gitmek iyi, çünkü ikimiz birlikte aynı kazada olmayacağız” diyor Saren. “Yine kaza olursa, biri diğerine bakabilir.”

Yol boyunca, Saren arkadaşlarıyla ürün hasadı, maaşlar ve köy dedikoduları hakkında konuşuyor. Aniden, kamyon bir çukurdan kaçmak için yolun soluna geçiyor, metal kafes baskı altında geriliyor.

Bu kez, Saren’in yüzünde alaycı bir ifade var: “İşte şimdi tekstil işçilerinin hayatını görüyorsun...”

İŞE DÖNME MECBURİYETİ

Kamyon yavaşça yuvarlanır gibi toz bulutunun içinden geçerken, Saren sağa doğru geçiyor. Küçük bir kavşaktan geçerken, yol boyunca çalı dolu bir alana işaret ediyor.

“Kaza yaptığımız yer burası” diyor oraya bakarak. “Orayı görmekten korkuyorum. Sadece gözlerimi kapatmak istiyorum.”

Travma, Saren’in yakasını bırakmıyor. Göz yaşlarını tutmaya çalışıyor. İki hafta önce, kasasında olduğu bir kamyonun iki lastiği patladı. Kaza değildi, ama Saren’e dejavu hissi yaşattı. “İşçilerin bazıları gülmeye başladı, çünkü onlar hiç kaza yaşamadı” diyor; “Korktum ve rengim attı. ‘Neredeyse ölüyorduk ve gülüyorsunuz’ dedim.”

Yolun bir kaç kilometre aşağısında, Saren kamyondan iniyor, büyük fabrikaya giren işçi akışına katılıyor.

Sadece dokuz saat içinde, bir kez daha kamyonun üstünde olacak. Ve eve varınca rahatlayacak.

RİSKLİ BİR GEZİ

Saren’in günlük iş yolculuğu, Kamboçya’nın 700 bin tekstil işçisinin çoğuyla aynı.

Politika Çalışmaları Merkezi tarafından yürütülen ve işçi hakları örgütü Dayanışma Merkezi tarafından yapılan bir araştırmada, bu yılın (2016) başlarında ankete katılanların yüzde 53’ünün fabrikaya yürüyerek gittiği, ayrıca kişisel motosiklet ve açık kamyonların kullanıldığı tespit edildi. (Phnom Penh çevresinde, çoğu işçi işyerlerine yakın yerlerde oda kiralıyor)

Ancak araştırmanın verileri; fabrikaya gitmek için işçilerin yüzde 40’ına yakın bir kısmının açık bir kamyon kasasında, minibüs ya da motosiklet römorklarında sığır gibi tıkıştırıldığını gösteriyor. Yolculuk ortalama 36 dakika sürüyor.

Saren, işe kendi motosikletiyle gitmeye cesaret edemediğini söylüyor.

“Motosiklet sürmekten korkuyorum. Çünkü, çok fazla araba var ve büyük yollarda kullanmak istemiyorum” diyor. Bunun kamyon şoförüne ödediğinden ayda 10 dolar fazlaya mal olacağını da ekliyor.

Bir kaza geçirmekten kaynaklanan kaygı, yalnızca yola çıkmanın daha zor olmasını sağlar. Ancak onun başka seçeneği yok ve Saren bazılarından daha şanslı.

ELİNİ BİR SANİYELİĞİNE BIRAKTI VE...

Neth Sokha, 28 yaşında, 11 yıldır iç çamaşırı, bikini ve sutyen dikiyor. Kaza boyunca Saren’in yanındaydı. O sadece eşarbını düzeltmek için el tutacağını bıraktığını ve kendini kamyonun dışında bulduğunu hatırlıyor. Ağzı parçalandı ve sağ kolunun arkasında geniş bir yarık açıldı. “Kazayı düşünmek beni geriyor” diyor, “Bunu düşünmek beni her gün ağlatıyor”.

Saren’in evinde -ikisi komşu- üst dudağındaki izlere ek olarak iki 15 santimerte uzunluğundaki yarasını göstermek için kazağını kaldırıyor. Yüzündeki gülümseme kayboluyor. Sokha, kazanın ardından (başkent) Phnom Penh’e gönderilen üç işçiden biriydi ve bir hastane yatağında, iyileşmek için üç haftadan fazla zaman geçirdi. Mali durumun zorlamasıyla, işe geri dönmeyi denedi, ancak yapamadı.

6 OCAK’TA İŞE GERİ DÖNDÜ

“Doktor, tamamen iyileşmediğimi, işe geri dönmeye hazır olmadığımı söyledi” diyor,  “Bir hafta içinde işe döndüm ancak acıya dayanamadım.”

Bu nedenle şimdi evde. Kocası işsiz. Sokha, hatalı sürücüden tazminat olarak aldığı 1000 dolar ve Ulusal Sosyal Güvenlik Fonu tarafından evin geçimi için sağlanan asgari ücretin yüzde 70’i olan 104 dolara bel bağlamak zorunda.  

Sokha, önceden olduğu kadar hızlı dikiş dikemeyeceğinden kaygılı. Parça başı çalışıyor ve yöneticilerin beklediği yüksek hızlı üretimi yapıp yapamayacağından emin değil. “Çok zor olacak. Kolum ağrırsa dinlenemem ve işe devam etmeye ihtiyacım var” diyor. Kazanın anılarını unutmaya çalışarak, kamyonun arkasına bir kez daha binmek zorunda kalana kadar gün sayıyor. “6 Ocak’ta işe döneceğim, çünkü yaşamımı kazanmak için bu benim tek seçeneğim” diyor.

(Çeviren: Arif Koşar)

Kong META
Ananth BALIGA
phnompenhpost.com