ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi teslimat sektörü bileşenlerini 16 Mart 2022 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen bir sosyal diyalog toplantısıyla bir araya getirerek sektör çalışanları, sendikalar, işverenler, kamu temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla üçlü bir diyalog ortamı oluşturmuştu.
Bu toplantının sonuç raporu ve çözüm önerileri yayınlandı. Raporun iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bölümü ve öneriler şöyle..
İş sağlığı ve güvenliği
Moto-kuryeler güvenlik açısından risk arz eden, korumasız bir araçla hizmet üretiyorlar. Bu aracın kullanımında güvenlik açısından özel ekipmanların kullanımına ihtiyaç var. Yapılan iş uzun süreli ve aralıksız olarak sürdürmeye uygun bir iş değil, zira sürekli dikkat ve yoğunlaşma gerektiriyor. Moto-kuryelik mevsim şartlarından da doğrudan etkilenen bir iş. Tüm bu faktörler bir arada düşünüldüğünde moto-kuryeliğin ölümlü iş kazası riski yüksek bir meslek olduğu görülüyor. Ürettikleri hizmette kullanılan aracın korumasızlığı ve işin niteliğinden doğan riskler gözetilerek moto-kuryelik mesleği tehlikeli iş sınıfında yer alması gerektiği halde bu sınıfta yer almıyor. Bu sebeple işverenler iş güvenliği uzmanlığı, işyeri hekimliği ve hizmetlerini sunma zorunluluğuna sahip değiller. Moto-kuryelerin çok büyük bölümünün iş sağlığı ve güvenliği eğitimi almadığı görülüyor. Uluslararası ve ulusal emek örgütlerinin saha çalışmaları mesleğin icrası için yasal zorunluluk olan M, A1, A2 ve A sınıfı sürücü belgesi dahi olmayan moto-kuryeler olduğunu ortaya koyuyor. Sektöre artan ilgi sürücü deneyiminden yoksun moto-kuryelerin oranının da hızla artmasına neden oluyor. Her ne kadar mesleki yeterlilik kurumu tarafından hazırlanmış bir motosikletli kurye ulusal yeterlilik standardı 2017 yılında yürürlüğe girmiş olsa da standartların bağlayıcı olmaması sektörde hayata geçememesine neden oluyor. Söz konusu standartlarda mesleki teçhizat tanımının geliştirilmesine de ihtiyaç var. Öte yandan moto-kuryeler için mesleki yeterlilik belgesinin bir işlevi olmadığı için kuryeler belgeyi almaya ihtiyaç duymuyorlar. Motosiklet sürücü belgesinin moto-kuryelik yapmak için yeterli olması da önemli bir sorun alanı, çünkü mesleğin güvenli icrası için ileri sürüş tekniklerinin öğrenilmesinin de gerekli olduğu çalışan örgütleri tarafından dile getiriliyor. Tüm bu koşullar, moto-kuryeler için mesleki yetkinliğin ve güvenli sürüşün güvence altına alınmadığı bir çalışma ortamı anlamına geliyor.
Moto-kuryelerin önemli bir bölümü işçi statüsünde olmadıkları için kazalar iş kazası değil trafik kazası olarak kaydediliyor. Dolayısıyla, moto-kuryelerin yaşadıkları iş kazaları resmi rakamlara gerçekçi olarak yansımıyor. Çalışan örgütlerinin takip ederek kayıt altına alabildikleri kadarıyla trafik kazalarında son birkaç yılda dört kata kadar artış olduğu anlaşılıyor. Ölümlü kaza oranında da dikkate değer bir artış var. Yalnızca son bir yılda tespit edilen iş kazalarında 35 moto-kurye hayatını kaybetti. Gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu anlaşılıyor. Kazalarda, teslimat süresi baskısı, aşırı çalışma saatleri, psiko-sosyal sorunlar, dinlenme olanağından yoksunluk, mesleki yeterlilik eksikliği gibi faktörler öne çıkıyor. Moto-kuryelerin çok büyük bölümü kendi hesabına çalıştıkları için gerekli güvenlik ekipmanının sağlanması yükümlülüğü de kendilerine ait. Bu ek maliyeti kaldıracak bir gelir düzeyinden yoksun oldukları için pek çok moto-kurye koruyuculuk düzeyi az, düşük nitelikli güvenlik ekipmanları kullanmak durumunda kalıyor. Bu durum ölümle ya da ağır yaralanma ile sonuçlanan iş kazalarının oranını artırıyor.
Moto-kuryelerin iş kazası geçirmeleri halinde kendi hesabına çalışanlar için platformlar işveren yükümlülüklerine sahip değiller, çünkü iş sağlığı ve güvenliği açısından mevzuat gereği muafiyet alanı içindeler. Bir kazanın iş kazası olarak tanımlanabilmesi için işverenin de parçası olduğu bir süreçle iş kazası olarak tespit edilmesi gerekiyor. Ancak esnaf kurye modeli ile çalışan platform çalışanlarında çalışma anlaşması işveren çalışan ilişkisi arz etmediği için yaşanan kazalar trafik kazası olarak değerlendiriliyor. İş kazasından doğan mali ve cezai yükümlülükleri işverenler bu yolla aşıyor. Moto-kuryeler kaza geçirmeleri halinde trafik ve sağlık sigortası kapsamındaki haklarını prim ödemeleri durumunda alabilirlerken, tazminat haklarından yararlanamıyor.
Çözüm önerileri
Bu toplantıda teslimat sektörü bileşenleri tarafından dile getirilen talepler ve takip eden yazılı bildirimler ışığında ortaya çıkan politika önerileri şu şekildedir: