Mevsimlik işçilerin kimlik bilgileri – Nihal Kemaloğlu

Bu yıl ülkemizin gezici 'tarım köleleri' yani mevsimlik işçilerin kimlik bilgileri toplanıp 'güvenlik gerekçesiyle' valiliklere ve emniyete bildirilirken 'bölücü faaliyete' girip girmedikleri de izlemeye alınıyor.

Sosyal kayıtları olmayan mevsimlik işçiler, ilk defa devletin ilgisini cezbedip sakıncalı ve izlenmeye değer bir grup oldu.

Oysa mevsimlik işçilerin kimlik bilgilerinin başında ülke yoksulluğunun dibinde yaşayanlar ibaresi vardır.

Yoksulluğun en yoksuludur onlar.

İş hanesinde mülksüzleştirilmiş 1 milyon insanın, yazları 1-2 aylığına hasat toplamak için Batı'ya ve Karadeniz'e doğru yola çıkmak zorunda olduğu belirtilir.

Yoksa kışın geçinemezler ve 'açtırlar'.

Adres bilgisinde binlerce boşaltılmış eski köyün sakinlerinin, şimdi varoşlarına sığındıkları şehirlerin 'tutunamayanları' oldukları yazar.

Yaz aylarının havadan sudan bedavaya gelen vasıfsız emekçileridir.

Aile bilgilerinde elleri küçük diye kadın ve çocukların meyve ve pamuk tarlalarında tercih edildiği ve günlüğün yarısına çalıştığı hatırlatılır.

Ağır tarım köleliğine denk işleri tutmak için süresini ve ücretini bilmedikleri çalışma şartlarına razı oldukları da.

İş yasalarının kapsamına girmezler, sosyal güvenceleri yoktur gerekmez çünkü pek çoğu ya hasada giderken ya da dönüşte kamyon kasalarından derelere uçar, yollara saçılır.

Mevsimlik işçinin ölümünün mevsimi de 'yazdır'.

Kimlik bilgileri sade, ömürleri kısa, topraklarından sökülmüş, kamusal alandan atılmış tarım köleleri koskocaman ülkenin milli gelirinden kırıntı alamayanlardır.

Bu derin yoksulluk, köylerinin boşaltıldığı 20 yıldan beri başkalarının topraklarında çalışmaya mahkumdur.

Son yıllarda güvenlik gerekçesiyle Karadeniz'de bazı illerde şehir içine sokulmayan işçiler ve aileleri, yayınlanan valilik genelgeleriyle 'sakıncalı' ilan edilmişti.

Bu yıl da güvenlik sorunu gerekçesiyle işçilerin sıkı kontrol altına alınmasına karar verildi.

Giresun'da 5 Mayıs'ta yapılan 'PKK Zirvesi'nde' tartışılan konulardan biri de Gürcistan'dan yabancı işçi getirmekti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 81 il valiliğine gönderdiği genelgede Güneydoğulu Kürt işçilere yönelik tedbir alınmasını istedi.

Bölgede sürekli gözetim altında tutulacak işçileri yerel idareciler izleyecekler.

Gittikleri yerlerde kurdukları eğrelti naylon çadırlarında kalarak günde 15 milyona 15 saatlik emeğini satan işçilere özel bir 'dikkat' geliştirildi.

Bahçelerinde işçi çalıştıran üreticiler ise gelenleri uzun zamandır tanıdıklarını, ortalama 10 yıldır aynı kişilerin geldiğini söylüyorlar.

Ama işçilere yönelik devletin abartılı etnik sorun çıkabilir tedbirleri ve uygulamaları 'izlenen ve gözlenen vatandaş' grubunu sisteme yerleştiriyor.

Tarım köleleri fişlenirken, yoksullukla mücadelenin başına yoksulların 'potansiyel ideolojik suçlular' olduğu algısı olacak.

Üç kuruşa güvencesiz! çalışma haklarını bile kaybedecekler.

Devletin gösterdiği çalışma kamplarına doldurulup ihtiyar, çocuk hasat toplarken 'bölücü faaliyet' yapıp yapmadıkları denetlenecek.

10 Temmuz 2010 / Akşam