Mobbing kanuna geçti -Tülin Yıldırım

Mobbing bir yalnızlaştırma ve kendine güvenini kaybettirme süreciydi ve başarıya ulaşmıştı. Kendimi suçlayan kimseyle görüşmek istemeyen ve güvensiz bir insana dönüşmüştüm. Uykusuz ve ağlayarak geçirdiğim gecelerden sonra koymuştum. Yaşadıklarım bilinçli, organize bir yıldırma sürecinden başka bir şey değildi ve ne kadar uğraşırsam uğraşayım işimde başarılı olduğumu ispatlamazdım.

Benim yalnızlığım onlarınsa örgütlü gücü elimi kolu bağlamıştı. Bundan ancak ben de yalnız olmadığımı ispatlarsam kurtulabilirdim. Dava açmaya karar verdim. Avukatım Ayşen’e danıştığımda o da durumumu üzücü bulmuş ama örnek dava bulunmadığı için kazanma şansımızın çok olmadığını söylemişti. Kararlıydım. Kaybedersem çok zor kendime gelecektim ama kazanırsam, güvenimi geri kazanacak, haklılığımı ispatlayacak, haksızlığı ortaya çıkaracak, başı önümde çekip gitmeyecektim.

Bu süreç sadece benim yaşadığım bir şey değildi. Birçok çalışan benden önce yaşamış ve aynı zamanda binlerce insan çalıştığı işyerlerinde mobbingin mağduruydular. Bildiklerimi en azından yaşananların adını koymak için bile olsa paylaşmam gerekiyordu. Önce eşim Önder sonra avukatım Ayşen’le paylaşmıştım şimdi mağdur olabilecek en yakın çevreme taşımam gerektiğine karar verdim. İş arkadaşlarıma anlattım, TMMOB’a bağlı Oda çalışanları ile toplantı yaptım. Mobbing ile ilgili forum yaptık. Üniversitelerden çeşitli kurumlardan çok büyük bir ilgiyle katılım sağlandı.

Bu dava diğer çalışanlar için de çok büyük önem taşımaktaydı, herkesle paylaşılması gerekirdi. Bunun için basından arkadaşlarımızla görüştük onlarda büyük bir ilgiyle karşılayıp haberleştirdiler. Birçok insan bu haberler sayesinde mobbingi öğrendi ve davayı izlemeye başladı.

Duruşmalara da değişik kurumlardan insanlar bir fiil katıldı. Davayı kazanınca haber artık manşetlere taşınmıştı. Artık bir kamu davası haline gelen sürecin ikinci aşaması vardı. Biz bunun içtihat haline gelmesini böylece başkaları için de emsal taşımasını istiyorduk. Neyse ki Jeoloji Mühendisleri Odası davayı Yargıtay’a taşımakta tereddüt etmedi. Ve Yargıtay’ın beni haklı bulması ile beraber artık bu konuda davalar açılabilecek. Yargıtay’ın ve ilk mahkemenin kararları başka mağdurlar da yararlanabilsin diye www.mobbingturkiye.net sayfasında yayınlandı.

Bu dava gazetecilerle, çalışanlarla, forum sayfalarıyla, örgütlenmeyle kazanıldı. Tek tek isim vermeyeceğim yüzlerce insanın emeği var ve bir kez daha hepsine teşekkür ederim. Ama işimiz henüz bitmedi Borçlar Kanunu tasarısına duygusal tacizle ilgili de bir hüküm eklendi*. Fakat bildiğiniz gibi taslak meclisten çıkmayabilir. Bunun için hepimize yeniden görev düşüyor; mecliste tasarının değiştirilmeden geçmesi için konuyu sürekli gündemde tutmak ve çalışanları bilgilendirmek gerekiyor.

İki yıl önce hayalini bile kuramayacağım böyle bir başarıda emeği bulunan herkese teşekkürler.

*Taslak Önerisi:
"İşveren, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu nevi tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür" şeklinde değiştirildi. Maddenin gerekçesinde "Cinsel tacizin yanında diğer psikolojik taciz (mobbing) de kişilik değerlerini ihlal eden sebepler kategorisinde sayılmıştır"

2 Ocak 2009 / Sendika.Org