Kütahya'da yaşayan herkeste arsenik olabilir

Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Selçuk Atalay, Kütahya'daki işçilerde metal kirliliği iddiasıyla ilgili, sadece 65 işçinin değil, tüm işçilerin taranması gerektiğini bildirdi.

Sağlık Bakanlığı'ndan açıklama

Atalay, Ankara Tabip odası'nda düzenlediği basın toplantısında, yönetim kurulu üyeleri ile Meslek Hastalıkları Hastanesi'nde tedavileri süren Kütahya Eti-Maden İşletmesi'nde çalışan 65 işçiyi dün ziyaret ettiklerini bildirdi. 

Tedavideki vatandaşların tetkiklerde vücutlarında ağır metaller ve arsenik tespit edildiğini belirten Atalay, işletmenin üretiminden uzak yerde çalışan işçi ile işletmenin içindeki işçide aynı sonuçların çıktığını söyledi.

“Yapılan tetkiklerde arsenik aşçıda bile var” diye konuşan Atalay, “Dolayısı ile arseniğin toz, toprağın içinde olduğu anlaşılıyor. Bunun Kütahya genelinde olma ihtimali de vardır” ifadesini kullandı.

65 gümüş madeni işçisinin genel durumlarında görünür bir bozukluk tespit edilmediğini ifade eden Atalay, Hastane Başhekimi'nin işçilerden tekrar alınan numunelerin sonuçlarının 3-4 gün içinde çıkacağını söylediğini aktardı.

“Kütahya'da bugün asıl tedirginliği oluşturan konunun ağır metaller ve arsenik olduğunu belirten Atalay, arseniğin vücuda havaya, suya ve toprağa karışması hava, ağız ve cilt yoluyla alındığını anlattı.

Siyanür kullanılan madenlerin yakınlarında yapılan çeşitli ölçümlerde çevrenin ağır metallerle kirlendiğini gösteren çeşitli kanıtların bulunduğunu belirten Atalay, yüzey sularından, topraktan, suda yaşayan bitki ve böceklerden, kara bitkilerinden, kuşlardan alınan örneklerde arsenik düzeyinin yükseldiğinin saptandığını, bu artışların da atık havuzlarıyla ilişkili olduğunun tespit edildiğini bildirdi.

Madencilerin, altın, gümüş madenlerinin yakınlarında yaşayan okul çocuklarını kapsayan bazı çalışmalarla ilgili bilgiler de aktaran Atalay, idrardaki arsenik düzeyinin arttığı ve arsenik maruziyetinin tipik belirtilerinin gözlendiğini söyledi.

Atalay, çalışmaların madencilerin akciğer kanserine bağlı ölüm riskinin karşılaştırma toplumlarına göre 1.5-3.7 kat daha yüksek olduğunu ve maden maruziyeti ile akciğer kanseri gelişimi arasında bir doz-yanıt ilişkisinin bulunduğunu bildirdi.

“Çok tehlikeli işyeri sınıfında”

Kütahya'da sözü geçen gümüş madeni işletmesinin 1986'da kurulduğunu ve 2006'da özelleştirildiğini belirten Atalay, “İşletmenin İstanbul Sanayi Odası'nın yıllık en fazla kar eden şirketler sıralamasında 6. sırada yer aldığı görülüyor. İşletme bugün kapasitesinin yüzde 360 ile çalışıyormuş. Avrupa'nın gümüş ihtiyacının yüzde 60'ını karşılıyor deniyor. Ama bu para insanlarımızın sağlığı pahasına kazanılamaz” ifadelerini kullandı.

Atalay, işletmenin 900 işçi çalıştırmasına ve “çok tehlikeli iş yeri” sınıfında yer almasına rağmen uzun süredir haftanın bazı günlerinde iş yeri hekimi çalıştırdığını, ve işletmeden Meslek Hastalıkları Hastanesi tarafından istenen yıllık periyodik sağlık muayene raporlarının alınamadığının anlaşıldığını söyledi.

Atalay, “Bu tablo işletmenin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri konusunda yetersiz olduğu düşüncesini kuvvetlendirmektedir. Bugün itibari ile işletmenin kayıtlı iş yeri hekimi de tespit edilememiştir” dedi.

Atalay, şöyle konuştu:

“Yapılan çalışmalara göre köylülerin kronik maruziyet içinde olduğu düşünülüyor. Kan kurşun düzeyleri bunu gösteriyor. Burada genel bir ortam maruziyeti olduğu anlaşılıyor. Maruziyet kökeninin de siyanür atık havuzu olduğu tahmin ediliyor. Şimdi işçilerin vücudunda krom, nikel, çinko, bakır, bizmut, kalay, alüminyum, civa, arsenik, kurşun ve diğer metaller araştırılıyor. Bölgedeki insanlar toprakla karışmışlar. Suda, toprakta, bölgede ne varsa insanlarda da o var. Madende ne varsa insanda onu arıyoruz. İstanbul'da bir laboratuvarda yapılan çalışmada işletmenin 100 işçisinin 98'inde arsenik maruziyeti tespit edildi.”
Sadece 65 işçinin değil, tüm işçilerin taranması gerektiğini bildiren Atalay, şöyle konuştu:

“Öncelikle işletmeye çok yakın olan Yukarı Köprüören, Gümüşköy ve Dulkadir köylerindeki vatandaşlarımızın hem tetkiklerinin yapılması hem de klinik olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Çevre Bakanlığı'nın suların akarsuların analizini yapması gerekiyor. Çalışma Bakanlığı'nın işletmeyi işçi sağlığı iş güvenliği konusunda denetlemesi gerekiyor. İşletmenin derhal bir iş yeri hekimi istihdam etmesi sağlanmalıdır. Bölgedeki çocuklar özel olarak ele alınmalı ve hızlıca taranmalıdır. Atık havuzlarına su basılıp basılmadığının kontrol edilmesi gerekiyor. Havuzun kurumaması lazım.”

Atalay, Türk Tabipleri Birliği'nin de içinde bulunduğu Kütahya'daki çevre sorununu izleyen platform ile ilgili bakanlıkların birlikte hareket etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

29 Temmuz 2011 / Hürriyet