Geçenlerde katıldığım bir panelde AKP rejimi tarafından doludizgin gerçekleştirilen özelleştirme uygulamalarının sonuçlarını şöyle özetledim:
Özelleştirme İdaresi (ÖİB) tarafından bugüne kadar 200 kamu kuruluşu özelleştirildi. Özelleştirmelerden 47 milyar dolara yakın gelir elde edildi. Bu gelirin ağırlıklı bir kısmı bütçe açıklarını kapamada kullanıldı. Bütçe açıklarının devasa boyutlara ulaşması, 2000-2001 krizi sırasında batık-dolandırıcı 20 bankanın devletin kucağına bırakılmasıyla oluşmuştu. Bu enkazı kaldırmak için IMF’den 30 milyar doların üstünde borç alınmıştı. Özelleştirilen KİT’lerin parasının çoğu, IMF borcu ve faizini kapatmada kullanıldı. Özelleştirmeler sonrası , bugün kamuda sanayi faaliyeti sıfıra yakın. Haberleşmede sıfır. Enerjide kamu, tasfiye sürecinde. Bankacılıkta tasfiye sürecinde. Kamunun toplam yatırımlardaki payı yüzde 20’de kalırken ağırlıklı işi karayolu yapımı, özellikle de duble yol…
Salondan gelen bir soru şöyleydi: “Bütün bu kamu tasfiyesine rağmen, AKP iktidarı, TOKİ gibi bir kurum ile inşaat sektöründe dev bir KİT oluşturdu. Bunu nasıl açıklarsınız?” Bu 1 milyon dolarlık soru, ne zamandır anlatmak istediğim bir şeyi ifademe vesile oldu. Okurla da paylaşmalıyım.