Liyakat - Güvencesizlik - İntihar Bağlamında Kamusal Alanda Memur Alımı - Engin Uğur

Yaşam, insanların varlık sürecini ifade eder. Bu var olma süreci biyolojik, sosyal, ruhsal, maddi-manevi birçok boyutu ile dinamik bir süreçtir. Yaşam ya da yaşama hakkı, hem ulusal ve uluslar arası metinlerde hem de çarpık da olsa dini metinlerde kendisine ‘kutsallık’ atfedilerek ‘güvence’ altına alınmıştır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 3. Maddesi ’Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı vardır’(1) der. Birçok ulusal metin de olduğu gibi ulusal Anayasa Metninde de 17.Madde ile ‘Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir’(2) ibaresi ile yaşama hakkına vurgu yapılmıştır. Ancak bu metinlerde ‘yaşama hakkına’ vurgu yapılması, genel anlamıyla yaşam hakkının gasp edilmesinin ya da sosyo-ekonomik şartlardan kaynaklı bireyin kendi yaşamına son vermesinin engellendiği anlamı da gelmez. Yaşam sadece biyolojik anlamda bir nefes alıp verme ya da güdüsel ihtiyaçlarımızın karşılandığı bir süreç değildir. İnsanlar, eğitim öğretim süreci içersinden geçerek, ekonomik, sosyal, psikolojik ve bilişsel ihtiyaçları doğrultusunda kendilerini geliştirerek çeşitli meslekler aracılığıyla bazı roller üstlenirler.

Meslek hem bireysel hem de toplumsal açıdan kritik önemdedir. Bu nedenle her iki bağlamda ele alınması gereken bir olgudur. Bireysel açıdan ele alındığında: meslek bireyin toplumsal işbölümünde üstleneceği rolü ve rolün toplumdaki önemine bağlı olarak statüsünü, sosyal sınıfını, elde edeceği kazancı, gizil güçlerini geliştirme olanağını, yeteneklerini kullanabildiği ölçüde elde edeceği psikolojik doyumu, ve yaşam kalitesini belirleyen, bireyin yaşamına damgasını vuracak hayati bir etkinlik alanıdır (Gündüz; 2005:30).

Meslek sahibi ya da çalışıyor olmanın toplumsal anlamda da çeşitli işlevleri vardır. Meslek toplumdaki sosyal, ekonomik ve teknolojik yapının gerektirdiği bir iş bölümü sonucu ortaya çıkan, bireyin ilgi ve yeteneği ile toplumsal etkinliklere katılma gereksinimi ve toplumun bireyden sosyal ve ekonomik yaşamda sorumluluk yüklenmesi talebi sonucu ortaya çıkmış olan bir hayati etkinlik olgusu olarak tanımlamaktadır (Alkan ve Hacıoğlu,1997:24).

Ülkemizde meslek sahibi olmak için formel ve informel metotlar vardır. Formel olarak genelde bir eğitim öğretim süreci ile birlikte bireylerin çeşitli alanlara yönlendirilirken enformel olarak da genelde öğretim hayatından erken yaşta ayrılan ya da öğretime erişemeyen bireylerin meslek erbabı tarafından çalıştırılarak eğitilmesi ve meslek sahibi yapılmasıdır. Her iki anlamda da çeşitli sorunlar yaşansa da toplumsal anlamdaki rolü gereği formel anlamda meslek sahibi olmanın kriterleri ve yarattığı problemler önemli bir yerde durmaktadır. Kapitalist sistemin, neo-liberal politikalar bağlamında krizinin her geçen gün daha da derinleştiği bu süreçte hem kamusal alanda hem de özel sektörde meslek sahibi olmanın ya da çalışabilmenin koşulları daha da zorlaşmakta, meslek sahibi olmak için alınması gereken formel ve informel eğitim bir meta olarak satılmakta, kapitalist sistemin değişen yapısı gereği çalışanların bir kısmı ömür boyu eğitim tehdidi ile karşı karşıya kalmaktadır. Eğitim sürecinin; sınıfsal, ulusal, bölgesel ve cinsiyetler arasında mevcut fırsat eşitsizliğini kaldırmaktan ziyade pekiştirici bir rol üstlendiği ülkemizde eğitim sonrası süreçte de meslek sahibi olmak isteyenler büyük problemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Eğitim süreci esnasında ve sonrasında yapılan sınavlara hazırlanmak için karşılanması gereken maliyetlerin tamamen ailelere yüklenmesi, devletin sınavları bir para toplama aracı olarak görmesi gençlerin güvenli bir geleceğe ya da mesleğe sahip olma şansını ortadan kaldırırken, sınav hazırlığı için açılan kurs ve dershaneler de yeni bir ucuz iş gücü alanı yaratmaktadır. Tüm bu sorunların gölgesinde kamusal alanda herhangi bir meslek ya da iş sahibi olmak giderek zorlaşmaktadır.

Kamusal alanda memur alımı için yapılan sınavlar ve mülakatlar, siyasi iktidarlar tarafından kamusal alanın yandaş gerici-faşist cemaatler ve teşkilatlara peşkeş çekmenin bir yasal kılıfına dönüşmüştür. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkarılan KHK ve Güvenlik Soruşturması uygulaması siyasi iktidarın fırsata çevirip kendinden olmayan herkesi kamusal alandan uzaklaştırma aracı haline gelmiştir.

Bu tür problemler kamusal alanda yapılan alımları ‘LİYAKAT’ açısında tartışmalı bir duruma getirmiştir. Liyakat kelimesi; görevini başarıyla yapabilme gücü, başarılı olma karşılığında ‘hak etme’, uygun, yeterli anlamına gelmektedir.

Liyakat sistemi ise, kamu hizmetlerinde ve kamu kuruluşlarında görev alacak personele; göreve çağrılmada, göreve alınmada, ilerleme ve yükselmelerde, yer değiştirmelerde, görevden uzaklaştırma ve çıkarmalarda, tüm şartlarda ehliyetin esas tutulması prensibidir(3).

Ancak kapitalist sistemin likayat anlayışı tutarsız ve çelişkilerle doludur. Bunun en güzel örneği 2020 yılı itibariyle ‘eğitim sektöründe’ ‘ücretli öğretmenlik’ uygulamasıyla çalıştırılan 80 bini aşkın öğretmendir.(4) Bu sayının yarısına yakınının zaten eğitim fakültesinden mezun oluşu sorunun kaynağı ataması yapılmayan öğretmenlerden değil, neo-liberal politikalar doğrultusunda kamusal alanda da gittikçe yaygınlaşan ‘ücretli öğretmenlik’, ‘yetkin mühendislik’ gibi güvencesiz çalışma biçimleridir.

Yaşanan bu sorunlar büyük mağduriyetler doğurmaktadır. Başta zaman zaman burjuva medyasına da yansıyan intiharlar bunun en tipik örneğidir. Atanması yapılmadığı için ya da adil bir yargılanma sürecinden dahi geçmeden KHK’larla görevinden ihraç edilen memur ve memur adaylarının intiharları zaman zaman burjuva medyasında yer almaktadır.

Sistemin işleyişi açısından bu haberlere yer verilmemesi, ya da sorunun, mağduriyetin sebeplerinin üstü örtülerek, intihar eden kişilerin ya ‘depresyonda’ olduğu ya da ‘KHK’ olduğu özelikle vurgulanarak verilmesi kapitalist sistemi aklama çabasıdır.

Günümüzde sistem tarafından muhalif kesimlere uygulanan en ‘işlevli’ şiddet biçimlerinden başından ekonomik şiddet gelmektedir. Ekonomik olarak insanları yıpratıp, onların geleceklerini bir belirsizliğe sürükleyerek biat etmeleri sağlanmaya çalışılmaktadır. Diğer taraftan ise gençlerin geleceklerini ipotek altına alıp, kendi yandaş gerici örgütlenmelerine yönelterek bir örgütlenme potansiyeli yaratmaya çalışmaktadır.

Hiç kuşkusuz bu saldırılar karşısında çaresiz değiliz. Yaşanan intihar olaylarını etraflıca irdeleyip kurabileceğimiz en geniş demokrasi cephesini bu saldırılar karşısında kurmak bu gün bütün emek örgütlerinin en büyük görevi olmalıdır.

Emekten gelen gücümüzü kullanarak, güvencesizleştirilen geleceğimize sahip çıkmalıyız. Aksi taktirde hem ulusal hem de uluslararası metinlerde temel haklara yapılan atıflar hamasetten öteye gitmeyecektir.

Dipnotlar
1-https://www.ihd.org.tr/insan-haklari-evrensel-beyannames/#:~:text=Herkesin%20ya%C5%9Fama%20hakk%C4%B1%20ile%20ki%C5%9Fi%20%C3%B6zg%C3%BCrl%C3%BC%C4%9F%C3%BC%20ve%20g%C3%BCvenli%C4%9Fine%20hakk%C4%B1%20vard%C4%B1r.&text=Hi%C3%A7%20kimse%2C%20k%C3%B6lelik%20ya%20da,k%C3%B6lelik%20ve%20k%C3%B6le%20ticareti%20yasakt%C4%B1r.&text=Hi%C3%A7%20kimseye%20i%C5%9Fkence%20ya%20da,muamele%20ya%20da%20ceza%20uygulanamaz.
2- https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2709&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
3- Burhan Aykaç. “Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü, İnsan Kaynakları Yönetimi Ders Notları”, Ankara, 2002-2003
4- https://www.memurlar.net/haber/877959/81-ilde-80-bin-583-ucretli-ogretmen-gorev-yapiyor.html

Kaynaklar
AYKAÇ, Burhan. “Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü, İnsan Kaynakları Yönetimi Ders Notları”, Ankara, 2002-2003
Gündüz, H.B.(2005) Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Ankara: Öğreti-Pegem A Yayıncılık
Hacıoğlu, F. ; Alkan, C.(1997) Öğretmenlik Uygulamaları, Ankara: Alkım Yayınevi

İnternet Kaynakları
1-https://www.ihd.org.tr/insan-haklari-evrensel-beyannames/#:~:text=Herkesin%20ya%C5%9Fama%20hakk%C4%B1%20ile%20ki%C5%9Fi%20%C3%B6zg%C3%BCrl%C3%BC%C4%9F%C3%BC%20ve%20g%C3%BCvenli%C4%9Fine%20hakk%C4%B1%20vard%C4%B1r.&text=Hi%C3%A7%20kimse%2C%20k%C3%B6lelik%20ya%20da,k%C3%B6lelik%20ve%20k%C3%B6le%20ticareti%20yasakt%C4%B1r.&text=Hi%C3%A7%20kimseye%20i%C5%9Fkence%20ya%20da,muamele%20ya%20da%20ceza%20uygulanamaz.
2-https://www.ihd.org.tr/insan-haklari-evrensel-beyannames/#:~:text=Herkesin%20ya%C5%9Fama%20hakk%C4%B1%20ile%20ki%C5%9Fi%20%C3%B6zg%C3%BCrl%C3%BC%C4%9F%C3%BC%20ve%20g%C3%BCvenli%C4%9Fine%20hakk%C4%B1%20vard%C4%B1r.&text=Hi%C3%A7%20kimse%2C%20k%C3%B6lelik%20ya%20da,k%C3%B6lelik%20ve%20k%C3%B6le%20ticareti%20yasakt%C4%B1r.&text=Hi%C3%A7%20kimseye%20i%C5%9Fkence%20ya%20da,muamele%20ya%20da%20ceza%20uygulanamaz.
3-https://www.memurlar.net/haber/877959/81-ilde-80-bin-583-ucretli-ogretmen-gorev-yapiyor.html

Engin UĞUR
Stajyer Mali Müşavir