Türk Tabipleri Birliği ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, 23 Ekim'de meydana gelen Van Depremi'nin ikinci ayı dolayısıyla, deprem sonrası durumu takip eden bir rapor daha hazırladı. Rapor, bugün (28 Aralık 2011) TTB'de düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu Yürütme Kurulu üyesi Dr. Harun Balcıoğlu ve SES Genel Başkanı Dr. Çetin Erdolu'nun katıldığı basın toplantısında, ikinci ayın sonunda Van'daki durum değerlendirildi.
Kamu yöneticilerinin, "Van'da yaşamın normale döndüğü" ve "acil durumun ortadan kalktığı" yönünde açıklamalar yaptıklarının ve bu gerekçeyle yeşil kartlı ya da sosyal güvencesi olmayan vatandaşlara ücretsiz ilaç sağlanmasına son verdiklerinin bildirildiği basın toplantısında, bu duruma tepki gösterildi. Açıklamada, "Van'da yaşam hiçbir şekilde normal değildir. Normale döndüğü iddiasının arkasında, topluma sağlanan çeşitli hakların geri alınması çabası bulunmaktadır" denilerek, ücretsiz ilaç yardımının hemen tekrar başlatılması istendi.
28.12.2011
Türk Tabipleri Birliği - Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
Van Depremi İkinci Ay Raporu
Bilindiği gibi 23 Ekim 2011 Pazar günü Van İli merkezinin kuzeyinde Tabanlı köyü merkezli 7.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Bu deprem Türkiye’de meydana gelen depremler arasında büyüklük açısından son 110 yılın en büyük on depremi arasındadır. Depremin yol açtığı ölümler düşünülerek bir değerlendirme yapılırsa son yirmi yılın en çok ölüme sebep olan dördüncü depremi iken, etkilenen insan sayısı göz önüne alındığında son yirmi yıl içinde etkisi en yüksek üçüncü depremdir. Deprem en büyük hasarı Erciş ilçesinde vermiştir.
Bölgede sık yaşanan artçıların dışında, 9 Kasım 2011 tarihinde ise aynı bölgede Van il merkezinin güneybatısında, Edremit İlçesi’nin kuzeyinde büyüklüğü 5.7 olarak ölçülen farklı bir deprem daha meydana gelmiştir. Bu deprem en büyük hasarı Van kent merkezinde vermiş ve farklı düzeylerde hasarlı olan toplam 27 bina tümden çökmüş, ilk depremde hasar saptanamayan çok sayıda binada hasar oluşmuş ve kullanılamaz hale gelmiştir. Bu depremlerin ardından Van’dan göç başlamıştır. Van deprem öncesinde de ekonomik ve sosyal göstergeler açısından ülkenin en geri bırakılmış kentlerinden birisidir. Van, 2010 yılı için hesaplanan %17,2 oranı ile Adana ve Hakkâri’nin ardından işsizliğin en yüksek olduğu üçüncü ildir.
Van, bir milyonu aşan nüfusuyla ağır bir yoksulluk ve yoksunluk içinde depreme yakalanmıştır.
23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen depremin ardından Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) deprem sonrası ilk saatlerden itibaren bölgeye değerlendirme için bir ekip göndererek sağlık hizmetleri ve koordinasyon konularında katkı sunmaya başlamıştır.
Deprem sonrası ilk günlerden başlayarak çok sayıda rapor ile deprem bölgesine ilişkin durumu, faaliyetleri ve önerilerini paylaşan TTB ve SES, bölgede görevlendirdiği gönüllü ekipler tarafından toplanan veriler ve yerinde gözlemlerle yeni bir durum değerlendirmesi yapmıştır.
Van İl Merkezi ve köyleri ile Erciş İlçe ve köylerinde incelemeler yapılarak hekimler, sağlık ve sosyal hizmet çalışanları, kurum yetkilileri ve halkla görüşülmüştür. Bu rapor gönüllü ekiplerin gözlemleri, elde ettiği veriler, yetkililerle yaptığı görüşmelerin notları, yerinde gözlem ve ulaşılabilen istatistiksel verilerden hareketle hazırlanmıştır.
DEPREM SONRASI NÜFUS
Depremden sonra Van’dan göç “aşırı” kolaylaştırılmıştır. Van ve Erciş’te nüfusun yeniden saptanması çalışmaları yapılmamaktadır. GSM firmalarından elde edilen verilere göre Van’da kayıtlı cep telefonlarının %60’ının Van dışından sinyal verdiği ifade edilmiştir. Van kent merkezi nüfusunun 1/5’e indiği söylenmektedir.
Erciş’te ise deprem öncesinde 167 bin olan nüfusun, deprem sonrası ne kadar azaldığı bilinmemektedir.
Diğer yandan, Aile Sağlığı Merkezleri’nde de (ASM) hekimlere bağlı nüfusların büyüklüğü hakkında kesin bilgi yoktur. Aile hekimlerinin hasta listesine kayıtlı olup kent dışına geçici olarak göç edenler hiçbir şekilde tespit edilememektedir. Van dışına kesin göç edenler ise ancak gittikleri bölgede bir ASM’ye kayıt olurlarsa, Van’da kayıtlı oldukları hekimin listesinden düşmektedir.
BARINMA
Barınma koşullarının iyileştirilmesi depremden iki ay sonra hala en önemli sorundur.
Van ili merkezinde nitelikleri farklı olan; 58.000'i Kızılay tarafından, 12.000'i ise Vilayet tarafından sağlanan toplam 70.000 kayıtlı çadır bulunmaktadır. Ancak bu çadırların önemli bir bölümü depremi izleyen ilk günlerde halka dağıtılan ve vatandaşın evine yakın kendince uygun bulduğu bir yere (evinin bahçesi, evinin önü, kaldırım üstü vb.) konuşlandırdığı, bazılarının ise kullanılmadığı çadırlardan oluşmaktadır. Düzenli olarak konuşlandırılmış sekiz adet geçici barınma yeri bulunmaktadır.
Van’da 17 ayrı yerde prefabrik kentler yapılmakta olduğu söylenmektedir. Yapılan incelemelerde pek çok alanda inşaat çalışmalarının sürdüğü gözlemlenmiştir.
Çadırkentlerin dışında sokak aralarında oluşturulan tekli ya da birkaçı bir arada olan çadırlar oldukça fazladır. Çadırkentlerde bir şekilde iyi kötü bir hizmet olsa da kendi olanakları ile çadırda kalanların durumu hakkında hiç bilgi yoktur.
Geçici barınma yerlerine bakıldığında:
Van İli merkezinde kurulan geçici barınma yerlerinde Dünya Sağlık Örgütü Standartları'na göre;
- bazı geçici barınma yerlerinde zemin kötü (çamur ve su birikebilme özelliği nedeniyle)
- çadır veya prefabrik konut aralıkları yetersiz,
- banyo, tuvalet, çamaşır-bulaşık yıkama olanakları, lavabo sayıları yetersiz ve yaşam alanlarıyla olan mesafeleri olması gerekenden daha az,
- az sayıda da olsa bazı çadırların koruyucu niteliği hava koşullarına göre yetersiz,
- çadır veya prefabrik oda başına düşen kişi sayısı genelde fazla,
- bazı geçici barınma yerlerinde sosyal donatı alanları yetersiz veya hiç yok,
- bazı geçici barınma yerlerinde soba kullanılması nedeniyle gaz zehirlenmesi ve yangın riski yüksek olduğu
gözlenmiştir.
Yaşam şartları iyileştirilmediği sürece göç sürecektir.
TTB – SES VAN DEPREMİ ÇALIŞMALARI
TTB ve SES, 23 Ekim Van-Tabanlı depreminin ilk gününden itibaren bölgede ilk yardım, ayaktan tedavi hizmetlerinin yeniden yapılanması ve sunumu, sosyal hizmetler alanlarında çalışmalar yürütmüştür. 1.-3. günlerde, 7. günde, 25. günde ve birinci ayda bölgede değerlendirmeler yapılmış, veriler raporlarla kamuoyu ile paylaşılmıştır.
SES-TTB poliklinik hizmeti:
23 Ekim depreminin hemen ardından Erciş’te şehir merkezinde SES ve TTB tarafından sağlık merkezi oluşturulmuştur. Sağlık kurumlarının fiziki yetersizliği göz önüne alınarak sağlık hizmetlerinin verilmesine destek için kentin merkezinde bulunan meydanda 4 adet sağlık hizmet çadırı kurulmuştur. Daha sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Bağlar Belediyesi tarafından sağlanan konteynırlarda sürdürülen poliklinik hizmetinin yanında mobil ekiplerle de sağlık hizmeti sunulmuştur. Bu ekiplere Diyarbakır- Batman- Tatvan Belediyeleri de ambulansları ve sağlık personelleri ile destek vermişleridir. Yine bu çalışmalara sağlık öğrencileri de önemli katkı sunmuştur. Erciş’te günlük ortalama 20-25 kişi ile bu hizmetler yürütülmüştür.
23 Ekimde başlayan sağlık hizmetlerinin 16 Kasım’da sonlandırılması planlanırken, 9 Kasım Van depreminin ardından, özellikle Van’da halkın ve sağlık çalışanlarının sorunlarının giderek derinleşmesi üzerine 23 Ekim 2011 sonrasında Erciş’te başlatılan ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi tarafından yapılan bir program çerçevesinde sürdürülen sağlık hizmetinin gereksinimin daha fazla olduğu göz önüne alınarak Van’a taşınmasına karar verilmiştir.
21 Kasım günü Van’da risk grubu olan kadın ve çocukların daha çok erişebilmesi amacıyla yoksul bir bölge olan Seyit Fehim Arvasi Mahallesi’nde bir sağlık merkezi çadırı ve bir tıbbi malzeme konteynırı yerleştirilmiş ve sağlık hizmeti verilmeye başlanmıştır. Van sağlık merkezinin kurulmasında ve su, kanalizasyon bağlantılarının sağlanmasında Van Belediyesi destek vermiştir.
Sağlık merkezinde bakılan hastaların önemli bir bölümünün ilaçları da temin edilmektedir. Hasta başvurusu günde ortalama 150–250 arasındadır. Sağlık merkezi kayıtları incelendiğinde en çok ÜSYE, ASYE, kas-eklem rahatsızlıkları, nörolojik hastalıklar, diş hastalıkları ve kronik GİS hastalıkları nedeniyle başvurulduğu görülmektedir. Diğer yandan her gün 15–30 ilaç uygulaması ve pansuman benzeri küçük müdahaleler gerçekleştirilmektedir.
Sağlık hizmeti sunumu Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi tarafından yapılan bir program çerçevesinde SES şubelerinden gelen gönüllü üyelerin katılımıyla yürütülmekte ve Türk Tabipleri Birliği’ne poliklinik hizmeti sunmak için başvuran gönüllü hekimlerin de katılımı ile desteklenmektedir. Van TTB-SES sağlık merkezinde dört gün süreyle görev yapmak üzere, farklı kentlerden gönüllü dört hekim, dört hekim-dışı sağlık çalışanı ile hizmet sunulmaktadır.
TTB ODSH koordinasyon merkezi:
Gereksinim olduğu saptamasıyla, verilen katkının niteliğini artıracağı ve sorun çözümüne müdahil olmada daha etkili olunacağı düşüncesi ile Van merkezde 21 Kasım 2011 tarihinden başlayarak sabit/kalıcı bir TTB ODSH koordinasyon merkezi oluşturma kararı verilmiştir. TTB Van Depremi ODSH Koordinasyon Merkezi, 21 Kasım 2011 tarihinden itibaren Seyit Fehim Arvasi Mahallesi Taziye Evi’nin yakınında TTB, SES, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile bölge belediyelerinin katkısı ve işbirliğiyle sürdürülen sağlık merkezi çadırının yanında kurulan, Ankara Tabip Odası tarafından sağlanan bir konteynırda hizmet vermeye başlamıştır.
TTB ODSH koordinasyon merkezinde gönüllü iki kişilik ekipler halinde birer hafta süreyle Van’da bulunulmakta ve bölgenin deprem sonrasında derinleşen sağlık sorunları, sosyal sorunlar, halkın ve sağlık çalışanlarının yaşadıkları zorluklar tespit edilmekte ve TTB Merkez Konseyi’ne günlük bildirimler yapılmaktadır. Bunun dışında saptanan sorunlar sağlık bakanlığı, sağlık müdürlüğü, afet ve acil durum il müdürlüğü ve Valilik Kriz Masası’na sorunlar iletilerek müdahil olunmakta/çözüm bulunmaya çalışılmaktadır.
TTB ODSH koordinasyon merkezi gönüllüleri, Aralık ayı ortasında Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’nin Van’a yaptığı 6000 litre süt yardımının kente ulaşabilmesi için Valilik Kriz Merkezi ile görüşülerek gümrük işlemlerinin kolaylaştırılmasına aracılık etmiştir.
TTB ODSH grubu tarafından bölgede dağıtılmak üzere halka dönük olarak “Sağlığımız için öneri ve uyarılar” adıyla bir broşür hazırlanmıştır.
SOSYAL HİZMETLER
Depremin üzerinden 2 ay geçmesine karşın, evleri sağlam olanların, hiçbir can kaybına uğramayan insanların dahi, evlerine giremediklerini, yoğun korku, kaygı, sürekli artçı sarsıntılar ve tekrar deprem olacakmış/oluyormuş hissi yaşadıklarını; karamsarlık, çaresizlik, huzursuzluk, rahatsız edici değişiklikler tanımladıkları gözlemlenmiştir.
Deprem (afet) bölgesinde barınma, yiyecek, salgın hastalıklardan korunma ihtiyacı kadar, sosyal hizmetlerin, koruyucu önleyici, rehabilite edici çalışmalarının gerekli olup olmadığının halen tartışılır durumda olması, sosyal hizmetlerin ağır aksak sürdürülmesine yol açmaktadır. Sosyal hizmet çalışmalarının hızlı bir şekilde artırılması gerekmektedir.
Depremin yaşandığı ilk günlerde yapılan yardımlar seçilmiş kişiler tarafından dağıtıldığından, yardımların ihtiyaç sahiplerine değil, yandaşlarına yapıldığı yönündeki düşüncelerinin ve resmi yöneticilere tepkinin devam ettiği görülmektedir.
Depremden kadınlar ve çocukların, erkeklere oranla daha fazla etkilendikleri gözlemlenmektedir. Travma sonrası stres bozukluğu teşhisiyle tespit edilen vakaların arasında kadın ve çocukların fazlalığı dikkat çekmektedir.
Depremden etkilenen halk, kamu çalışanları ve yöneticiler, depremin yaratmış olduğu psikolojik şoku atamadıkları ve bunun devam ettiği, özellikle kamu çalışanlarının kendilerine veya diğer kişilere yardımcı olmada zorlandıklarını beyan etmişlerdir. İl ve İlçede kamuda görevli personel ve yöneticilerin depremin yaratmış olduğu travmatik sonuçlardan etkilenmelerinden dolayı kamu hizmeti sunmakta sıkıntılar yaşanmaktadır.
Uygulanabilir etkin ulusal afet politikasının eksikliği, Van-Erçiş depreminde de kendisini göstermiştir. Yapısal sorunların ortadan kaldırılması için gerekli olan örgütlenmedeki/organizasyondaki dağınıklık, afetten kaynaklı mağdur olan afetzedelerin barınma ihtiyaçlarına çözüm olarak sunulan afet sonrası çadır kentler veya yeniden yerleştirme sürecinin birer soruna dönüşeceği bilinmektedir.
Öneriler:
Kamu yöneticileri, Van’da hayatın normale döndüğünü iddia etmektedirler. VAN’DA YAŞAM HİÇ BİR ŞEKİLDE NORMAL DEĞİLDİR. Normale döndüğü iddiasının arkasında, topluma sağlanan çeşitli hakların geri alınması çabası bulunmaktadır.
NORMALLEŞMEK BİR YANA, VAN’DA YAŞANANLAR İNSAN ELİYLE YARATILMIŞ İKİNCİL BİR OLAĞANDIŞI DURUMA DÖNÜŞMÜŞTÜR.
VAN’DA DEPREMDEN İKİ AY SONRA, İDDİA EDİLENİN AKSİNE NORMAL YAŞAMA NE YAZIK Kİ DÖNÜLEMEMİŞTİR. DEPREMİN YARATTIĞI YIKIM KRONİKLEŞMİŞTİR.
Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Van’da unutulanların ve normal yaşama dönüldüğü iddiasıyla ihmal edilen halkın, mültecilerin ve sağlık çalışanlarının sesi olmuştur.
Verilen sözlerin ve yapılan ya da yapılmayan sağlıkla ilgili tüm hizmetlerin takipçisi olmaya devam edecektir.
SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI