Tuzluçayır’da gaz kapsülüyle yaralanan işçiye 25 bin TL manevi tazminat

Anayasa Mahkemesi, Ankara Tuzluçayır’da yüzüne isabet eden gaz fişeğiyle yaralanan Özlem Kır’ın başvurusunu sonuçlandırdı.

Mahkemenin bugün açıklanan gerekçeli kararında, Anayasa’nın 17. maddesindeki kötü muamele yasağının hem usulden hem esastan ihlal edildiğine hükmedildi.

Anayasa Mahkemesi ayrıca Kır’a 25 bin TL manevi tazminat ve mahkeme masraflarının ödenmesine karar verdi.

Markete atılan gaz kameraya yansıdı

Şimdi 26 yaşında olan Özlem Kır, olayın gerçekleştiği 8 Eylül 2013’te Ankara'nın Mamak ilçesi Tuzluçayır semtinde bulunan bir markette kasa ve reyon görevlisi olarak çalışıyordu.

Gezi direnişinin devamında süren eylemlerden biri de o gün gerçekleşti, polis eylemcilere biber gazıyla saldırdı. Markete ait kamera kayıtlarının da gösterdiği üzere, polisin attığı biber gazının kapsüllerinden biri marketin içerisine girdi, marketin içinde panik yaşandı.

Gaz kapsülü alnına isabet eden Kır da ambulansla Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldü.

Hastanede aynı gün hazırlanan adli raporun “muayene edilen kişinin şikâyetleri” bölümünde “biber gazı kapsülü çarpması” ibaresine yer verildi.

Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 25 Eylül 2013 tarihli raporunda da Kır’ın “sol kaşının üstünde (Y) harfi şeklinde 6 santimlik bir kesinin bulunduğu, bu kesinin dikildiği, yaralanmasının, yaşamını tehlikeye sokmadığı” belirtildi.

Gaz kapsülü adli emanete alındı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı, Kır savcılıkta olayı şöyle anlattı:

“... markette kasiyer olarak çalışıyorum, 8 Eylül’de işyerimin yakınındaki Tuzluçayır kavşakta eylem vardı. Eylem artarak çoğaldı, işyerimin önüne kadar geldi, eylemciler polise taş atıp çalıştığım markete kaçtılar.

“Polisin Akrep diye tabir edilen [zırhlı] aracından markete kaçan eylemcilere doğru gaz atıldı, marketin sadece giriş kapısı açıktı, tüm kepenkler kapalıydı. Gaz kapsülü içeriye nasıl girdi bilmiyorum. Sol üst kaşıma denk geldi, kaşım kanadı.

“Ben de hastaneye giderek tedavimi yaptırdım. Gaz kapsülünü atan polislerden şikayetçiyim. Marketin içini gösteren kamera da var.”

Kır’ın çalıştığı marketin sorumlusu olan M.P. de tanık olarak verdiği ifadesinde, olayın ardından marketin içinde bulduğu üzerinde “CONDOR” yazan bir gaz kapsülü bulduğunu, polise teslim ettiğini anlattı. Kapsüle el konuldu ve adli emanete alındı.

Polislere takipsizlik: “Kasten yapmadılar”

Savcılık, 27 Kasım 2013’teki kararıyla, Ankara Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli olan tüm polis memurları hakkında, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Takipsizlik kararının gerekçesinde, Kır’ın “hayati tehlikesi bulunmadığına, yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğuna” vurgu yapıldı.

Kararda ayrıca, “Polisin toplumsal olaya müdahale esnasında Kır’ın yaralandığı, ona karşı kasten yaralama fiilinin işlendiğine dair delil bulunmadığı” gerekçesiyle davaya gerek olmadığı ifade edildi.

Özlem Kır’ın “polislerin ifadesinin alınmadığından eylemin hangi saikle gerçekleştirildiğinin belirlenemeyeceğini ve suçun taksirle işlenebileceğinin gözardı edildiğini” belirterek takipsizliğe itiraz etti. Kır itirazında, “yaralanma nedeniyle yüzünde sabit iz kaldığını” da ekledi.

İtirazı Sincan 3. Ağır Ceza Mahkemesince 16 Ocak 2014’te reddedilince Anayasa Mahkemesine 14 Nisan 2014’te bireysel başvuru yaptı. (AS)