Emekoloji Meclis Girişimi, Tepekule Ege Salonunda “Kapitalizm Doğa ve Emek” başlıklı panel düzenledi.
Kolaylaştırıcılığını Nazlıcan Demir’in yaptığı panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Halk Sağlığı Uzmanı Alp Ergör, Akademisyen Aslı Odman ve Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kamber Saygılı katıldı.
Son dönemde yaşanan çevre felaketlerinde ve iş cinayetlerinde yaşamını yitirenleri anlatarak konuşmasına başlayan Nazlıcan Demir, iş cinayetleriyle çevre sorunlarının nasıl iç içe geçtiğine dikkat çekti.
“SAĞLIK BÜTÜNSEL BİR KAVRAMDIR”
Sağlığın sosyal belirleyiciliğini ele aldığı sunumunda nedenlerini ve ardındakileri değerlendiren Prof. Dr. Alp Ergör, "Hem üretim alanındaki kirliliği ve çevredeki kirliliği değerlendirirken bütüncül davranmamız gerekiyor. Sağlığın toplumsal boyutuna bakarken neoliberal ekonomideki tüm alanları bütünlüklü görmek gerekiyor" dedi.
"İŞYERİNDEKİ TEHLİKELİ MADDELER HER ALANA YANSIYOR"
İşyerinde yaşanan tehlikeli maddelerin işçiler üzerindeki etkisinin çalışma ve sağlık ilişkisinin birbirinden ayrılamayacağını söyleyen Ergör, "İşyerinde tehlikeli atıklara maruz kalan işçinin hem kendisinde hem ailesinde hem de yaşadığı çevreyi etkilemektedir. Bu etki çalışma yaşamının çevresel etkisi olarak karşımıza çıkıyor. Bu etki yaşanan alanı sarar ve çevrede yaşayanları, suyu, havayı ve toprağı direk etkileyecek. Çevreyi kirlettiğimizde bundan herkes etkilenecektir. Çevre kirliliği konusunda zamanı geçiriyoruz” diye konuştu.
“TERSANELERDE İŞÇİLERİN ÇOĞUNLUĞU KANSERDEN ÖLÜYORLAR”
Daha sonra söz alan Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kamber Saygılı, emek ve ekoloji arasındaki bağlı anlattığı sunumda iş cinayetlerinin altını çizdi. Güvencesizliğin ve iş cinayetlerinin olduğu alanda meslek hastalığına dikkat çeken Saygılı, "Aliağa tersanelerinde çalışan işçilerin önemli miktardaki kesimi kanserden yaşamını yitiriyor. Zamana yayılmış hastalığa maruz kalan işçilerin kendi iş güvenliği ekipmanlarını kendilerinin temin etmek zorunda kalıyorlar. Emek ile çevre mücadelesini birbirinden ayırmamak gerekiyor. İşyerinden başlayan çevre kirliliğinden ilk işçiler karşılaşıyor. İşçilerin örgütsüzlüğü bu çevre felaketinden daha çok etkileniyor” dedi.
İŞÇİ SAĞLIĞI VE EKOLOJİ MÜCADELESİ
Panele online katılan Akademisyen Aslı Odman, tersane işçilerinin yaşadığı meslek hastalıkları üzerinden sunum gerçekleştirdi. İşçi ve halk sağlığının birbirinden koparılamayacağını belirten Odman, 2019-2021 işçi cinayetlerini İSİG olarak belgelendirmeye çalıştıklarını söyledi.Odman, "İşçinin bedeni, ekokırımın işaret fişeği, madenci kanaryasıdır. İşçinin ekolojik yıkımı, iş cinayetlerini belgeleme mücadelesi emekoloji mücadelelerinin ana manivelasıdır” dedi.
Kapitalizmin ikiz sınırlarının emek ve doğa olduğunu söyleyen Odman, “İş cinayetleriyle birikim rejimi çevre katliamının yeni dönemine dair de bir işaret fişeğidir. İşçinin bedeni, yaklaşan çevre felaketinin alametidir. Marmara Denizi müsilajla birlikte kadavradır. Bu kadavra bölgedeki tarım ve sanayii işçisinin kadavrasından farklı değildir. O yüzden çevre ve işçi sağlığını birbirinden koparamayız" diye konuştu.
Kentsel dönüşüm ve deprem sonrasında ki asbest sorununa da değinen Odman, “Asbestli üretim yapmış depo, tersane, fabrikalardaki işçilerin hastalıklarının tanısı anayurdun dört bir yanını saran bir durumdur. Bir nesilde çiftçilikten, maden işçiliğine veya sera işçiliğin geçişte emekçinin bedenine toprağa ağaca, suya, havaya olanlar arasındaki paralellikler bulunuyor" dedi.