Kocaeli'de “2023 SGK iş kazası ve meslek hastalıkları istatistiklerinin değerlendirmesi” konulu panel gerçekleştirildi.
TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu, Kocaeli Tabip Odası ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Meclisinin çağrısıyla, Makina Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesinde yapılan panele; Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan ve İSİG Meclisi Koordinatörü Murat Çakır konuşmacı olarak katıldı.
Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan yaptığı sunumda SGK istatistiklerinde yeralan sayıların gerçek verilerden çok uzak olduğunu, meslek hastalığına bağlı ölümün olmadığı istaistiklerin ise inandırıcı olmadığını vurguladı.
İLO ve DSÖ'nün yaptığı çalışmalardan örnekler ile sigortalı işçi sayısına göre her yıl en az 65 bin 625, tüm çalışanların sayısı dikkate alındığında ise 128 binden fazla meslek hastalığı tespit edilmesi gerektiğini ancak SGK'nin istatistiklerinin bundan çok uzak olduğunu dile getirdi.
Çağlayan, ILO'ya göre her yıl dünyada işle ilgili yaklaşık 3 milyon ölüm olduğu ve bunun 2,6 milyonun meslek hastalığına bağlı olduğunu ama SGK'nin istatistiklerinde bu sayının 0 olduğunu ve bunun gerçeklikten uzak olduğunu söyledi.
UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ MESLEK HASTALIKLARINA YOL AÇIYOR
Çağlayan, yapılan araştırmalara göre kanser ve kalp hastalıklarının yüzde 5-10, pnomokonyozların %yüzde 10 oranında yapılan işten kaynaklandığının bilindiğini, bu durumda bile meslek hastalığına bağlı binlerce ölüm tespit edilmiş olması gerektiğini dile getirdi.
DSÖ tarafından yapılan bir çalışmada AB ülkelerinde 43,1 olan haftalık çalışma süresinin ülkemizde 51,3 olduğu ve bunun sonucunda da kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin de arttığını ifade eden Çağlayan, bu durumun nedenlerinden birinin de sendikal örgütlenmelerin yetersizliği olduğunu ifade etti.
Çağlayan, tanı sürecinin işçinin talebine bağlı olmasının çeşitli olumsuzluklara yol açtığını anlattı. Çağlayan “İşçinin ve hekimin meslek hastalığı tanı sürecinde ‘başlarının belaya gireceği’ düşüncesi, tanı alan işçilerin işini kaybetmesi ve sadece tıbbi tanı almanın bir anlam ifade etmemesinin sonucu olarak işçilerin meslek hastalığı tanısı için başvurmaları da engelleniyor” dedi.
Çağlayan; ayrıca iş görememezlik ödeneği ve tazminatlar için meslek hastalığı tanısının SGK sağlık kurulundan onaylanması gerektiğini ve bu zorlu sürecin sadece sigortalı çalışanlar için mümkün olduğunu, bu nedenlere de SGK istatistiklerinde meslek hastalıklarına bağlı ölüm görülmediğine dikkat çekti.
ÇOCUKLAR TEHLİKELİ İŞ KOLLARINDA DA ÇALIŞTIRILIYOR
İSİG Meclisi Koordinatörü Murat Çakır ise İSİG Meclisi verileri ile SGK istatistiklerini kıyaslayarak, kayıt dışı alanda çalışanların SGK istatistiklerinde yer almadığını, bunların başında ise tarım iş kolu, çocuk işçi ölümleri ve kadın işçi ölümleri olduğuna işaret etti.
Öte yandan SGK verilerindeki sanayi, inşaat ve maden iş kollarındaki ölümlerin meclis verilerinden fazla olmasının işçi ölümlerinin haberlere yansımadığını gösterdiğini ifade etti. Çakır sunumunda MESEM nedeni ile ölen çocuk işçilerin bilinen 9'unun inşaat ve sanayi iş kollarında gerçekleştiğini hatta 14 yaşındaki Arda Tombul'un çalışmasının yasak olduğu metal iş kolunda öldüğünü, çocukların çok küçük yaşlardan itibaren başta tarım ve tekstilde 12 yaşından itibaren de oto sanayi gibi iş yerlerinde çalıştırıldığına dikkat çekti.
Çakır "İki veri grubunun karşılıklı kıyaslanması bize 3 bine yakın işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini gösteriyor ki bu sayıya meslek hastalığından ölenler de dahil edilirse 20 binden fazla işçinin işe bağlı nedenle öldüğü yani 100 binden fazla insanın doğrudan mağdur olduğunu söyeleyebiliriz" dedi.
Kötü şartlarda uzun saatlerde çalışma, taşeronlaştırma, mobbing ve baskı, eski teknoloji ve uygun olmayan ekipmanla çalışma gibi ölüme neden olan şartların ortadan kalkması için işçi sınıfının örgütlenmesinin zorunluluğuna vurgu yapan Çakır, “Ayrıca hepimizin sendika, uzman, hekim meslek örgütü gibi tarafları bir araya getirmek gibi önemli bir görevi var” dedi.
Katılımcılar da soru, görüş ve yorumlarında, ölümleri önlemek için örgütlü mücadelenin mecburi olduğuna dikkat çekti. Saat 14.15'te başlayan ve 55 kişinin katıldığı panel 16.40 sularında sona erdi.