Özgür Hüseyin Akış'ın kaleme aldığı 'Sınıfın Görünmeyenleri: Mülteci Çocuk İşçiler' kitabı yayınlandı

Gazeteci-yazar Özgür Hüseyin Akış, Sınıfın Görünmeyenleri: Mülteci Çocuk İşçiler adlı kitabını Yeni Ankara’ya anlattı. Akış, kitabında savaş, yoksulluk ve göçün çocuk emeği üzerindeki yıkıcı etkilerini sınıfsal bir bakış açısıyla ele alıyor.

Özgür Hüseyin Akış kitabında, Türkiye'de sayısı giderek artan mülteci çocuk işçiliğinin, derinleşen emek eşitsizliklerinin bir sonucu olduğuna dikkat çekiyor. Kitap, çocukların sokaklarda, atölyelerde ve tarlalarda düşük ücretlerle ve ağır koşullarda çalıştırılmasını, neoliberal emek rejimiyle ilişkilendiriyor.

Yıllara yayılan saha araştırmalarına dayanan kitapta, İstanbul, Ankara ve Gaziantep gibi şehirlerin arka sokaklarında, plastik geri dönüşüm tesislerinde ve tarım alanlarında çocuk işçiliği inceleniyor. Çocukların yalnızca yaşlarından değil, haklarından da yoksun bırakıldığı vurgulanıyor.

Akış’a göre bu çocuklar sadece işçi değil, aynı zamanda mülteci, yoksul ve sistemin en dışına itilmiş bir sınıfın en savunmasız üyeleri. Çocukluklarını yaşayamayan bu bireyler, erken yaşta işçileşmek zorunda bırakılıyor. Bu süreç, görünmez biçimde ve toplumsal tepkiden uzak bir şekilde ilerliyor.

Kitapta, çocuk işçiliğin bireysel trajedilerle sınırlı olmadığı, aksine politik ve sınıfsal bir yapının sonucu olduğu ifade ediliyor. Göç, savaş ve ekonomik kriz gibi nedenlerin çocukları eğitimden uzaklaştırarak işgücüne ittiği, bunun ise uzun vadeli sosyal adaletsizliklere yol açtığı belirtiliyor.

Akış, çocuk emeğinin bu kadar ucuz hale gelmesinin yalnızca mülteci çocukları değil, yerli yoksul çocukları da etkilediğini, bu durumun sınıf içi rekabeti derinleştirdiğini savunuyor. Çocukların birbirlerinin yerine geçebilecek bir işgücü olarak görülmesi, dayanışma yerine ayrışmayı tetikliyor.

Kitapta ayrıca devletin sosyal hizmet alanlarından çekilmesinin, çocukları doğrudan güvencesiz iş piyasasına ittiği ifade ediliyor. Eğitim, sağlık ve sosyal destek mekanizmalarının yetersizliği, çocuk işçiliğin daha da yaygınlaşmasına neden oluyor.

Akış, bu sorunun yalnızca insani değil, esasen sınıfsal bir kriz olduğuna vurgu yapıyor. Yardım temelli yaklaşımların değil, hak temelli ve adalet odaklı politikaların çocuk işçiliğini ortadan kaldırabileceğini savunuyor. Akış, çocuk işçiliği sorunun artışına ilişkin, “Çocuk işçiliğin artışında sosyal devletin yokluğu, göçmen politikalarının güvencesizliği ve neoliberal düzenin acımasızlığı birleşiyor. Devletin eğitim, sosyal hizmet, sağlık gibi alanlardaki çekilmesi, bu çocukları doğrudan piyasaya bırakıyor. En güvencesiz, en sessiz, en görünmeyen emekçiler onlar. Bu çocuklara yönelik ‘merhametli vatandaş’ tavrımızı değil, ‘sınıf kardeşi’ bakışımızı geliştirmeliyiz. Çünkü bu mücadele onların değil, hepimizin mücadelesi. Sorunun kendisi sistematikse, çözüm de kolektif olmalı” şeklinde konuştu.

Yeni Ankara