İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu İş Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Uzmanı-İSİG Meclisi Gönüllüsü Deniz İpek oldu. Orta Vadeli Program’da yer alan çocuk işçiliğine yönelik çalışmaları değerlendiren İpek, “Çocuğu çocuk olmaktan çıkarıp, çocuk işçiliğinin toplumun içerisinde küçük yaşlarda kabul edilmesi isteniyor” dedi.
0:00 / 0:00
İSİG’in açıkladığı iş cinayetleri raporlarına göre çocuk ölümlerin sayısının arttığını söyleyen İpek, “İş cinayetleri Türkiye’de artık gündemin dışında kalsa da her gün 6-7 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Ancak şimdi daha çarpıcı bir şeyle karşılaşıyoruz, ağustos ayı raporumuzda da var, 2 günde bir, bir çocuk işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiş. Bu artık her vatandaşın vahim olarak niteleyebileceği bir tablo. Bu raporların hemen ardından Orta Vadeli Plan (OVP) açıklandı. Bu planda, çocuk işçiliğini daha da aşağıya çekecekler. Öyle ki artık 4-5 yaşlarında başlıyor çocuk cinayetleri. Bu durumla aslında Türkiye’de yaratılmak istenen yoksulluk ekonomisi, yoksulluğu tabana, çocuklara yaydıkları ve bir servet transferinin ekonomi politiğini okuyabiliriz. Bunların hepsi bir can. Hepimizin bir yakını, sevdiği, tanıdığı olabilir ama bugün açısından baktığımızda çocuk işçiliği, çocuk işçi cinayetleri öyle bir yaygınlaşmış durumda ki toplumsal düzenin yoksulluk üzerine oturtulmasını yaşıyoruz” diye konuştu.
2025'te 50 çocuk öldü
2 milyondan fazla çocuğun okuldan uzak olduğunu ifade eden İpek, “MESEM’e kayıtlı 505 bin çocuk işçi var. 1 buçuk milyon çocuk da okul dışında. Resmi veriler bile şunu rahatlıkla söylüyor; 2 milyonun üzerinde resmi çocuk işçiliği hâkim durumda. Ücret karşılığında çalışanların 6’da 1’i çocuk. Durum buraya gelmiş. 2025 rakamlarına baktığımızda 50 çocuk işçi ölmüş. Bu korkutucu bir tablo. Son 12 yıllık raporları incelediğimizde 800 çocuk işçi ölümü tespit edilmiş. TÜİK’e göre 15-17 yaş arasında her 4 çocuktan biri işçi olmuş durumda” dedi.
Sermayeye çocuk sömürüsü teşviki
OVP’de reform olarak sunulan yenilikle çocuk işçiliğin 10 yaşa indirilmesinin planlandığını aktaran İpek, “5-14 yaş arasında çocukların çalıştırılması yasak. Özellikle mevsimlik tarım işçiliği bağlamında çocuk işçiliğinin yaygınlaştığını görüyoruz. Ama tabii sadece tarım değil, hizmet, gıda başta olmak üzere çocuk işçiliği yaygın görünüyor. OVP’de ‘reform’ olarak sunulan bir yenilik var. Çocuk işçiliğin ortaokula kadar yani 10 yaşa kadar indirilmesi var. Öte yandan çalışmanın tarif edilmesi var. Çalışmak kutsallaştırılmış, bir fazilet olarak sunuluyor adeta. Çocuğu çocuk olmaktan çıkarıp, çocuk işçiliğinin toplumun içerisinde küçük yaşlarda kabul edilmesi isteniyor. OVP’nin ortaya koyduğu şeylerden bir tanesi de sermayenin özellikle OSB’lerde açmayı planladığı özel meslek liselerine teşviklerini görüyoruz. Son üç yılda bizim vergilerimizden aktarılan para 15 milyar lira. Sadece mesleki eğitim teşviki altında patronlara ve özel meslek liselerine verilen para. Tüm bu teşvikler şunu gösteriyor; burada teşvik edilmek istenen çocuk emeğinin sömürüsü” şeklinde konuştu.
Çocuk işçilerin örgütlenmesinin önündeki engeller nedeniyle sömürünün arttığını dile getiren İpek, “Sadece OVP değil, iki plan daha var. Birisi 12’nci Kalkınma Planı. Burada da çocuk emeğinin sömürüsünü net bir şekilde görüyoruz. Bu iktidarın kendi planı, Türkiye’nin kapitalistlerine verilmiş bir söz. Bunun altında yatan bir diğer neden de çocuk işçiliğinin örgütlenmesinin önündeki engeller. Zaten grev yasakları, sendikasızlaştırmanın olduğu bir tablo içerisindeyiz. Bir yandan da 2 milyona yakın bir emek empoze ediliyor. İkincisi ise Ulusal Eğitim Stratejisi Belgesi. Çocuk işçiliğine dair yine kayıt dışılığı, güvencesizliği önceleyen bir belge. Normalde bir çocuk işçiyi haftada çalıştırabileceğiniz saat belli. Güya kanunlarımızda var ama bugün bir çocuk işçi haftada 50 saat çalıştırılabiliyor. Yoksulluğun, ekonomik krizin getirdiği bir gerçek var. Artık velilerin tercihi iyi bir liseye vermek değil, MESEM’e kaydetmek. ‘MESEM’e vereceğim ama hangi bölüme kaydedersem iş kazası riski daha az olur?’ diye soruyor veliler. Bu gerçek, Türkiye’nin OVP adı altında iktisadi ve ideolojik temellerini ortaya koyuyor. Hem örgütsüzlüğü yaygınlaştıran hem de çocuk emeğini ganimet olarak sermayeye sunan yeni bir ekonomik politik bir model oldu” açıklamasında bulundu.
Güçlü birliktelik şart
İşçi sınıfının yaşadığı sorunların çözümü için topyekûn mücadele çağrısı yapan İpek, “Grev yasaklarına karşı, sendikal hakları engellemelere karşı sendikalara ve demokratik kitle örgütlerine çok iş düşüyor. Bir seferberlik halinde örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılması için topyekûn bir mücadele gerekli. Bugün yaşananlardan tamamıyla bir umutsuzluk çıkarmıyorum tam tersine işçi sınıfı her zaman bu gerilemeleri, zorlukları yaşıyor. Umutsuzluğa yer olduğunu düşünmüyorum. Güçlü bir birliktelik işçi sınıfının ihtiyacıdır” ifadelerini kullandı.