Malatya’da Baykan Denim’de iki senedir son işlemler sevkiyat bölümünde çalışan Aykut Türk, 7 Temmuz tarihinde gerçekleşen iş kazasının ardından hem iş yerinde hem de hastanede yaşadığı ihmalleri Evrensel'e anlattı. İş kazasının ardından hukuki süreç başlatan işçi hem maddi hem de manevi haklarını istiyor.
Kaza gününü anlatan Türk, “Kaza, 7 Temmuz 2025 tarihinde, akşam altı buçuk civarında oldu. Fabrikanın kamyonu gelmişti. Biz sadece indirme işlemiyle mesulken ustabaşı mobbing uygulayarak kamyonu kapatmak, ileri geri almak gibi işleri bizim görevimizmiş gibi dayattı. tır ehliyeti olmayan ustabaşı tırı ileri geri alarak rampaya yanaştırıyor. Geri gelirken beni görmüyor ve araya sıkıştırıyor. Kaburgalarım ve karın boşluğum eziliyor ve kas yırtılması oluşuyor” dedi.
‘İtirazlarımız umursanmıyor’
Görev tanımı dışında kendilerine yaptırılan işlerin karşısında yaptıkları itirazların umursanmadığını söyleyen Türk, “Mesela kamyon şoförlüğü ustabaşının da görev alanı değil, ehliyeti yok, şoförlüğü yok. Kazaya sebebiyet veren ustabaşıdır. Bunu söylediğimizde de ‘Bölüm müdürünün haberi var’ iddiasında bulunuyordu. Biz de sesimizi çıkaramıyorduk. Her ikisinden de şikayetçiyim” şeklinde konuştu.
‘İş aksamasın diye hastaneye yeğenimle gittim’
Kaza sonrası fabrika güvenliğinin kendini Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin acil bölümüne götürdüğünü; fabrika müdürü ya da insan kaynaklarından herhangi birinin yanında olmadığı bilgisini veren Türk, “Yeğenimle birlikte gittim. İş aksamasın diye kimse ilgilenmedi. Mesai bittikten sonra yanıma geldiler. Acil serviste bana sadece ilaçlı tomografi ve serum verildi. Sonrasında bir haftalık iş kazası raporu verdiler” dedi.
Ayağı iyileşmeyince tekrar rapor aldığını söyleyen Türk, “En sonunda ayağım iyice sakatlanıp, ağrılar artınca ortopediye gittim. Ortopedi doktoru ‘Sana ilk iş kazasında MR çekilmeliydi, vücudunda yırtık var’ dedi” diyerek herhangi bir tedavi uygulanmadığından yakındı:
‘Hem sigorta primi hem de maaş kesintisi yapıldı’
Kazanın yaşandığı günden itibaren evde olan Türk, “Yardım almadım. Hatta ‘Devlet sana veriyor’ diyerek ücretimi kestiler. Sigorta primlerim de tam yatırılmadı. Temmuz ayında sadece 16 gün yatırıldı. 9 gün normal çalışma günüm, geriye kalan 22 günü kestiler. Hem sigorta primi hem de maaş olarak benden kesinti yapıldı” dedi.
Yaşananlardan sonra ceza mahkemesine başvurduğunu söyleyen Türk, “Taksirle adam yaralama” ve iş kazası davası açtığını dile getirdi.
‘İşten çıkarma teklifiyle geldiler’
Ortopedi doktorunun “90 gün ağır yük taşıyamaz, 1 kilo bile kaldıramaz” raporu vermesine rağmen fabrikanın kendini “köprü kesim” denilen oturarak yapıyor gibi görünen ancak 50 kilo ağırlık kaldırmayı gerektiren bir bölüme verdiklerini söyleyen Türk, “İnsan kaynaklarından Betül Hanım bana ‘İstersen seni işten çıkarabiliriz’ dedi. Fabrika doktoru da bu yönde baskı yaptı. Normalde bana istirahat raporu verip maaşımı tam yatırmaları gerekirken işten çıkarma teklifiyle geldiler” dedi.
‘Hem maddi hem manevi hakkımı istiyorum’
Son olarak fabrikalarda yaşanan iş kazalarının örtbas edilmesini istemediğini dile getiren Türk, “Hem maddi hem manevi herkes yaptığı ihmalin cezasını çekmeli. 35 yaşımdayım, bugüne kadar psikiyatriye hiç gitmemiştim. Bu kazadan sonra bana panik atak, depresif bozukluk ve agresiflik teşhisi kondu, ilaç kullanıyorum. Hem maddi hem de manevi olarak hakkımı istiyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.
