TOKİ, Torunlar'ı denetlerken eksikleri kayıt altına almamış

İstanbul Mecidiyeköy’de bulunan Torunlar Center’da 6 Eylül 2014 tarihinde meydana gelen ve 10 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetinde TOKİ yetkilileri ilk defa hakim karşısına çıktı. Mahkemede ifade veren TOKİ görevlileri yaptıkları denetimlerde kimi eksiklikleri rapor haline getirerek kayıt altına almadıklarını, sözlü olarak bildirdiklerini dile getirdi. Eksiklerin kayıt altına alınmaması, aynı eksiğin tekrarı halinde verilebilecek inşaatı durdurma cezasının önüne geçerken, ifadelerde risk analiz raporunun da istenmediği ortaya çıktı. İşçi ailelerinin avukatları, kamu kurumunun eksikleri kayıt altına almamasının kabul edilemez olduğunu belirterek, işveren konumunda olan TOKİ’nin iş cinayetinden de sorumlu olduğunu söyledi. 

‘TÜM DENETİMLERDE RAPOR TUTULMADI’

TOKİ görevlilerinin de ölümlerden sorumluluğu olduğuna ilişkin açılan davanın ilk duruşması bugün Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nda, İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıkların ifade verdiği duruşmada söz alan işçi ailesi avukatlarından Yıldız İmrek, TOKİ görevlililerine “Kaç denetim yaptınız? Kontrolör bıraktınız mı? Tapu devrinde yetkili kimdir? Risk analiz raporu talep ettiniz mi?” sorularını yöneltti. Cinayetin yaşandığı dönemde TOKİ İstanbul Emlak Daire Başkanlığına bağlı olarak çalışan Ömer Canikli ise bu soruya şöyle yanıt verdi: “Kaç denetim yapıldığını bilmiyorum. Tüm denetimlerde rapor tutulmadı. İhtiyaç oldukça tutuldu. Rutin denetimlerde her zaman rapor tutulmamakla birlikte bezen şifahen denetim yapıldı.” Diğer sanıklar da TOKİ’nin yeterince denetim yapmadığı, denetim görevini ihmal ettiği suçlamalarını kabul etmezken; projeye, şartnameye ve sözleşmeye uygun denetim yaptıklarını ileri sürdü. Sanıklar, TOKİ’nin işveren olmadığını ileri sürerek, işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin herhangi bir denetimin görev tanımları içerisinde olmadığını, iş güvenliği uzmanlarının işi olduğunu savundu. 

24 SAAT ÇALIŞMA İZNİNİ VALİLİK VERDİ 

İnşaata 24 saat çalışma iznini, kendilerinin değil Şişli Belediyesinin uygundur görüşüyle birlikte dönemin valiliği tarafından verildiğini dile getiren TOKİ görevlisi Niyazi Özdemir de, şifahen denetimlerin yapıldığını, talimatların yerine gelmemesi durumunda iş durdurabildiklerini söyledi. İş durdurabileceklerini ileri süren Özdemir, hakimin “Peki hukuki alt yapısını nasıl oluşturuyorsunuz” sorusuna ise “Bugüne kadar böyle bir şey olmadı” yanıtını verdi. 

Sanıklar, işçi ailelerinin avukatlarının denetim raporu olup olmadığına ilişkin sorular karşısında ise belge gösteremedi, “Yapılmıştır her halde”, “Bir nüshası yüklenici firmada, bir nüshası da bizdedir” gibi yanıtlar verdi. 

TOKİ’nin risk analiz raporunu isteyip istememesi konusu da gündem oldu. TOKİ görevlisi Temel Emhar Bıyıklıoğlu da bu raporları talep etmediklerini, TOKİ’nin görev alanı içinde olmadığını iddia etti. 

İşçi ailelerinin avukatlarının denetim raporları ve kayıt defterleri ile kontrollerin tam listesinin TOKİ’den temin edilmesi taleplerini kabul eden mahkeme heyeti, duruşmayı 22 Haziran 2017’ye erteledi. 

TOKİ İNŞAATIN SAHİBİ STATÜSÜNDEDİR 

Sanıkların beyanlarını değerlendiren işçi ailelerinin avukatlarından Yıldız İmrek şunları söyledi: “TOKİ inşaatın sahibi statüsündedir. Dolayısıyla işveren durumundadır. 6331 sayılı yasaya göre iş güvenliğinden de sorumludur. Yapı denetimi bir bütündür. TOKİ’nin risk analiz raporunu dahi talep etmediği, olup olmadığına dair hiçbir denetimin yapılmadığı sanıkların ifadelerinde görülüyor.” Avukat Songül Beydilli de TOKİ’nin bir kamu kurumu olduğunu, yapılana denetimlerin kayıt altına alınmamasının kabul edilebilir olmadığını dile getirdi. Sanık ifadelerinden şifahen denetim yapma biçiminin yalnızca Torunlar inşaatına özgü olmadığı sonucunu çıkardığına dikkat çeken Beydilli, “Belli ki diğer pek çok şantiyede de benzer şekilde sözlü denetimler yapılıyor” diye konuştu.

'KALİTE HER ZAMAN YAPI ÜZERİNDEN ÖLÇÜLMEZ '

Duruşmada dikkat çeken ifadelerden biri de 2015 yılında TOKİ İstanbul Emlak Daire Başkanı olarak görev yapan Niyazi Özdemir’e aitti. Özdemir, suçlamaları kabul etmeyerek “Ben projesine ve şartnamesine göre çalıştım. Bunun kanıtı da yaptığım işin kalitesidir. Bina sızdırsa, herhangi bir sorun olsa işimi doğru yapmadığımın göstergesi olabilir” dedi. Buna itiraz eden hakim, “Kalite her zaman yapı üzerinden ölçülmez. Çevre sorunu, kamuyu zarara uğratmak gibi pek çok şeyi de içerir” dedi.