MESEM ve ÇEDES Programları Bağlamında Türkiye’de Çocuk İşçiliği ve İstismarı - Özgür Hüseyin Akış

Türkiye’de son yılların eğitim politikasına damga vuran iki önemli gelişmeler —Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)—çerçevesinde çocuk işçiliği ve istismarına bu yazıda değerlendirmeye çalışacağım. MESEM’in çocukları ucuz işgücü olarak piyasaya sürerken, Haziran ayında İSİG meclisinin iş cinayetleri raporunda en az 4 çocuk çalışırken yaşamını yitirmiş. ÇEDES’in dini ve ideolojik yönlendirmelerle çocukların pedagojik gelişim süreçlerini zedelediği uzmanlarca değerlendirilip karşı çıkılmış olsada bu iki uygulamada hayata geçirildi. Bu programların çocuk hakları, laik eğitim ve sosyal eşitlik ilkeleriyle çeliştiği görülüyor. Çocukların üstün yararı temelinde hak temelli bir eğitim anlayışının gerekliliği eğitim politikalarının sonucunda ortaya çıkan sonuçlar da görülmektedir.

Türkiye’de çocuk işçiliği ve çocukların eğitim hakkının tahribatı, neoliberal ve muhafazakâr politikaların kesişiminde şekillenmektedir. Son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ortaklaşa yürüttüğü bazı programlar, eğitimde piyasalaşma ve ideolojik yönlendirme süreçlerini derinleştirmiştir. Bu bağlamda MESEM ve ÇEDES projeleri, çocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerini tehdit eden yapısal dönüşümlerin odak noktalarına yerleşmiştir. Çocuk işçiliği ile mücadele yılları ilan edilen yıllarda bu eğitim programlarının hayata geçirilmesi de ironik bir durum olarak karşımızda duruyor.

MESEM: Çocuk Emeğinin Meşrulaştırılması
MESEM, öğrencilerin haftada bir gün okulda eğitim alıp dört gün işyerlerinde çalıştığı bir sistem olarak tasarlanmıştır. “İşbaşında eğitim” yaklaşımıyla savunulan bu model, özellikle 14-17 yaş grubundaki çocukların kayıtlı ancak güvencesiz şekilde işgücü piyasasına sürülmesi anlamına gelmektedir. Bu sistemin ortaokullara indirilmek istenmesi son zamanlar da MÜSİAD başta olmak üzere patron örgütlerinin zorunlu eğitimi hedef alması çocuk işçiliğinin üretim sürecinde ucuz iş gücü olmasının liberal ekonomık modeldeki önemine işaret ediyor. MESEM kapsamında çocukların:

● Asgari ücretin altında maaş aldığı,

● Çalıştıkları işyerlerinde sık sık iş kazalarına maruz kaldığı,

● Sigorta kapsamlarının iş kazası ve meslek hastalıklarını karşılamadığı,

● Eğitim yerine üretime odaklandığı gözlemlenmektedir. Özellikle 2023 ve 2024 yıllarında MESEM kapsamındaki çocukların yaşamını yitirdiği vakalar, bu sistemin çocuk işçiliğini kurumsallaştıran bir mekanizma haline geldiğini gösteriyor. Programla birlikte çocukların üretim sürecindeki sayılarında artış görülürken çocukların kar için istismar edildiği söylenebilir.

ÇEDES: İdeolojik Yönlendirme ve Pedagojik Boşluk
ÇEDES, programı Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın işbirliğinde yürütülen ve çocuklara “değerler eğitimi” verilmesini hedefleyen bir projedir. Proje kapsamında cami imamları, vaizler ve diğer din görevlileri okul içi etkinliklerde aktif rol almaktadır. Bu durum çeşitli sorunlara yol açmaktadır:

● Din görevlilerinin pedagojik formasyona sahip olmamaları,

● Okul ortamında dini ritüellerin ve cinsiyetçi rollerin yeniden üretilmesi,

● Laik eğitim ilkesinin aşındırılması,

● Çocukların dini ve kültürel yönlendirmelere maruz bırakılması.

ÇEDES, çocukların dini ve ideolojik kodlarla şekillendirilmesini hedeflerken, eleştirel düşünme ve bireysel haklar gibi temel pedagojik kazanımları geri plana itmektedir. Bilimsel eğitimi hedef alan bir program olduğunu söylersek yanılmayız sanıyorum.

Kesim Noktaları: Emek, İtaat ve İdeoloji
MESEM ve ÇEDES projeleri, içerik açısından farklı görünmekle birlikte benzer sonuçlar doğurmaktadır. Her iki program da:
● Kamusal eğitimi zayıflatmakta,

● Çocukları ekonomik ve ideolojik çıkarların nesnesi haline getirmekte,

● Hak temelli yaklaşım yerine itaat ve sadakati ön plana çıkarmaktadır.

Bu süreçte çocuklar, bir yanda düşük ücretli işgücü, diğer yanda ideolojik olarak şekillendirilmiş “itaatkâr bireyler” haline getirilmektedir. Bu kesişim, çocukların hem fiziksel hem de zihinsel istismara açık hale gelmesine yol açmaktadır. Çocukların istismarı sadece cinsellikle tarif edilemez, çocukları istedikleri düzenin parçası haline getirecek zihinsel girdiler yapmak ile çocukları işyerlerinde saatlerce çalıştırmak ta istismar başlıklarıdır.

Çocuk Hakları Bağlamında Değerlendirme
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre çocuğun “üstün yararı” ilkesinin gözetilmesi, eğitim ve gelişim hakkının korunması gerekmektedir.Ancak MESEM ve ÇEDES, bu ilkelere aykırı olarak:

● Eğitim ortamının yerini işyerine ya da ideolojik etkinliklere bırakmakta,

● Sınıfsal eşitsizlikleri derinleştirmekte,

● Çocukları ihmal ve istismar riskine açık hale getirmektedir.

Dolayısıyla her iki program da çocuk haklarına ilişkin ulusal ve uluslararası yükümlülüklerle çelişmektedir. Bu sözleşmenin pratikteki karşılığı bulunmadığı, çocuk hakları politikasında bağımsız bir hattın oluşturulması 1918 yılında çıkarılan Moskova çocuk hakları bildirgesi incelenmeyi hak ediyor.

MESEM ve ÇEDES projeleri, Türkiye’de çocuklara yönelik sosyal politikanın yönünü açıkça ortaya koymaktadır: Üretken ve itaatkâr bireyler yetiştirme hedefi, çocuk haklarını, pedagojik gereklilikleri ve laik eğitim ilkesini geri plana itmektedir. Bu bağlamda:

MESEM gibi projeler kaldırılmalı, çocuk işçiliğiyle mücadele kararlı biçimde sürdürülmeli çocuk işçiliğinin tamamen yasaklanması sağlanmalıdır. ÇEDES benzeri ideolojik projelerden vazgeçilerek laik ve bilimsel eğitim güçlendirilmelidir. Eğitim politikalarında çocuğun üstün yararı, katılım hakkı ve gelişim potansiyeli esas alınmalıdır. Bu da yeni bir toplumsal düzen arayışının dışında değerlendirilerek hayata geçirilemeyeceği hatırlatılmalıdır.

Kaynakça
Adıgüzel, T. (2023). MESEM Projesi ve Çocuk İşçiliği: Eğitim mi, Emek Sömürüsü mü? Eğitim Bilimleri Dergisi, 17(2), 115–134.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı. (2021). Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2021–2026).
https://aile.gov.tr
Birleşmiş Milletler. (1989). Çocuk Haklarına Dair Sözleşme.
https://www.unicef.org/turkey/crc
Eğitim-Sen. (2023). ÇEDES Projesi Raporu: Eğitimde Diyanetleşme ve Laikliğin Aşındırılması.
https://egitimsen.org.tr
Eğitim Reformu Girişimi (ERG). (2022). Eğitim İzleme Raporu 2022: Eğitim Yönetişimi ve Finansmanı.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG). (2023). Çocuk İşçi Ölümleri Raporu.
https://www.guvenlicalisma.org
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB). (2022). Mesleki Eğitim Merkezleri Tanıtım Broşürü.
https://mesem.meb.gov.tr
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB). (2023). ÇEDES Projesi Yönergesi.
https://ogm.meb.gov.tr
Öztürk, M. (2022). Neoliberal Devletin Yeni Mekanizmaları: MESEM ve Çocuk Emeği Rejimi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 14(1), 87–105.
Sönmez, M. (2023). “İmamlar Sınıfta: ÇEDES ve Eğitimde Diyanetleşme.” BirGün Gazetesi.
https://www.birgun.net
UNICEF Türkiye. (2020). Türkiye’de Çocukların Refahı: Eğitime Erişim ve Hakların Korunması.
https://www.unicef.org/turkey

Dersler Dergisi