Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nde Ali Baba Gökalp ve Zülfü Yıldız'ın hayatını kaybetmesine yol açan iş cinayetine ilişkin ceza davasının ilk duruşması Manisa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya Ali Baba Gökalp ve Zülfü Yıldız'ın aileleri, EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan ile EMEP Manisa ve İzmir yönetici ve üyeleri katıldı.
Davada, Mitsubishi'nin işini yapan yüklenici Decons inşaat firması şantiye şefi Suat Ayaydın, İSG uzmanı Ramazan Aydın ile Decons'un alt taşeronu Artı Yapısal firmasının yetkilisi Levent Yörük ve formeni Mehmet Yavuz yargılanıyor.Davanın ilk duruşmasında Decons firması şantiye şefi Suat Ayaydın hazır bulundu. Diğer sanıklar ikametgahlarının bulunduğu yerde ifadeleri alındığı gerekçesi ile duruşmaya katılmadı. Ayaydın, olayın olduğu gün ofiste olduğunu, yoğun duman geldiğinin söylendiğini, olay yerine gittiğinde sahadakilerin yangını söndürmeye çalıştığını gördüğünü söyledi.Sanık Ayaydın, şantiyeyle ile ilgili tüm WhatsApp gruplarının kendi dahilinde kurulduğunu, bilgilendirmelerin de kendi bilgisi dahilinde yapıldığını, iş güvenliğine ilişkin uyarıların da İSG uzmanları tarafından grupta yapıldığını belirtti.
Sanık kendi alt taşeronları, Artı Yapısal inşaat firmasının kendilerine bilgi vermeden sahada manlift kullandığını iddia ederek, "Bizim bilgimiz yok. Kimin götürüldüğünü, kimin izin verdiğini bilmiyorum" dedi. Ayaydın, "Saha turlarını sürekli yapıyoruz. Müşavir ve işveren firma yetkilileri ve İSG uzmanları ile saha yürüyüşü yapıyorduk" diye ekledi. Ayaydın, yalıtım malzemesini Decons firmasının satın aldığını belirterek, "Olaydan bir gün önce 1 Şubat'ta manliftin altında o mazleme yok muydu?" sorusuna ise, "Hatırlamıyorum" diyerek cevap verdi.Mitsubishi ile Decons firması arasında yapılan sözleşme hükümlerini bildiğini belirten Ayaydın, "İnşaat şöyle yapılsın böyle yapılsın diye talimat veriliyordum" dedi.
Firma sahibi, "İnşaat alanında işçilere talimat veriyor mu?" sorusuna ise "Onun talimat verdiği kişiler sadece teknik kadro" dedi. "Kaynak işi yapılırken yangına karşı önlem alındı mı alanda yangın tüpü var mıydı? Gözlemci var mıydı?" sorularına ise "Artı Yapısal firmasının bulundurması gerekli idi. Mehmet Yavuz'un söylediğine göre vardı" dedi.Avukatların sorularının ardından davada ölen işçilerin eşleri ve çocukları soru sordu. "Menliftte bakım ne zaman yapıldı, ne kadar sık yapılır? Start up düğmesinin çalışmadığı yönünde duyumlarımız var", "Yanıcı madde üzerinde niye bir şey yoktu koruyucu olarak?", "Yanıcı maddenin etrafı sınırlandırılmış mıydı?", "Toprak dökülmesi talimatını kim verdi, niye herkes haberimiz yoktu diyor" sorularını yöneltti.Ayaydın, manliftin periyodik bakımının yapıldığını, orada zaten yanıcı işlem yapılmaması gerektiğini, önlemleri Artı Yapısal Çelik firmasının alması gerektiğini söyledi.Ölen işçilerin çocukları ve eşleri, olaydan sonra büyük acılar yaşadıklarını, babaannelerini kalp krizinden kaybettiklerini, psikojik destek aldıklarını, nasıl bir ihmal yaşandığını öğrenmek istediklerini belirttiler.
"Diğer sanıklar da gelsin burada olsun. Standartlara uysalardı bu kaza olmazdı. Bir itfaiye yok muydu? Biriniz çıkıp gelseydiniz işyerinden. Bir şey yapamadık deseydiniz. Bir önlem alsaydınız. Ekmek paramız için çalışıyorduk. Niye bunu bize yaşattınız" diyerek tepki gösteren aileler, tüm suçluların, sadece taşeronların değil Mitsubishi firması da dahil, tüm sorumluların cezalandırılmasını istediler.
“İddianame eksik ve hatalı…”
Ailelerin Avukatı Özgür Metin de iddianamenin baştan itibaren eksik ve hatalı olduğunu belirterek, "Mitsubishi firmasının sorumluluğu yönünden soruşturma aşamasında düzenlenen bilirkişi raporuna da itiraz etmemize rağmen bu itirazlarımızın hiçbiri savcılık makamınca gözetilmemiş. Mitsubishi firmasından bir kişinin dahi ifadesi alınmadan iddianame düzenlenmiştir" dedi.
Avukat Metin ayrıca, suç vasfına yönelik de itirazlarının olduğunu, iddianamede taksirle ölüme neden olma denildiğini, oysa olayın meydana gelmesine davetiye çıkarıldığının açıkça görüldüğünü bu nedenle olası kast hükmünün uygulanması gerektiğini ifade etti.Verilen ara kararda, sanıkların adli kontrol ve yurtdışı yasaklarının devamına, bir daha duruşmada tanıkların dinlenmesine karar verildi.
Mahkeme 10 Aralık'a ertelendi.
“Sorumlular yargılansın”
Mahkeme çıkışında açıklama yapıldı. Burada konuşan Avukat Özgür Metin, işçilerin hayatlarını kaybetmelerinin üzerinden 1,5 yıldan fazla süre geçtiğini hatırlatarak, "İki talebimiz var. Birincisi ülkedeki diğer iş cinayeti davaları gibi bu dava da cezasızlıkla sonuçlanmasın. İkincisi ise gerçek sorumlular yargılansın. Yani doğrudan işverenler. Bu yöndeki taleplerimizi ilettik" dedi.
Seyit Aslan: Cezasızlık, hukuksuzluk işçilerin ölmesine neden oluyor
Duruşmayı izleyen Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan yaptığı konuşmada bu mahkemede bir kez daha Türkiye'de işçi sınıfının ve emeğini satanların ne kadar güvencesiz bir biçimde çalıştırıldıklarını ve hayatlarını kaybettiklerini gördüklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Burada hayatını kaybeden arkadaşlarımızın hesabı sorulmazsa bileceğiz ki Türkiye'de bu iş cinayetleri devam edecek. Geçen hafta Hendek duruşması vardı o duruşmada son karar günü fabrikanın sahibi 15 milyon kefalet vererek serbest kaldı. Ondan bir hafta önce Oba Makarnanın duruşması vardı. Sanki işçiler kendilerini öldürmek için uğraşıp çaba göstermişler. Mahkemeler böyle karar veriyor. Bugün ülkemizde iş cinayetleri denince bütünüyle cezasızlıkla sonuçlanan eğer ciddi bir kamuoyu oluşmazsa ne yazık ki yargı işverenden yana. Bu cezasızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk işçilerin ölmesine neden oluyor. Bugün sabah Mersin'de tarım işçilerini taşıyan araç devrildi ve 5 işçi hayatını kaybetti. 14 işçi ise yaralı. Her yıl tarım işçilerinin başına bu geliyor ama iktidar denetlemiyor. Çünkü işçilerin hayatı sudan ucuz. Bunun son bulması için bu davalara sahip çıkmaya devam edeceğiz ve yetkililerin ceza alması için elimizden geleni yapacağız" dedi.
“Mücadelemiz sürecek”
SES Manisa Şubesi Başkanı Figen Pehlivan da, sendikalarının sadece sağlık emekçilerinin haklarını savunmadığını ifade ederek, "Yaşam hakkını da savunur. Burada da bir yaşam hakkı ihlali ve iş sağlığı sorunuyla karşı karşıyayız. İlk günden son güne kadar hem hukuksal hem de fiili mücadelede yanlarında olacağız. İyi ki dayanışma içerisindeyiz. Mücadelemiz sürecek" dedi.
“Davanın peşini bırakmayacağım”
Aile üyelerinden Nuriye Gökalp ise, Emek Partisi'ne destekleri için teşekkür ederek, "Bugün bu benim başıma geldi ama yarın başkasının da başına gelebilir. Neden bize kimse destek çıkmadı. Olan hep fakire oluyor. Benim eşime 'çık oraya yap' dediler o şekilde çıktı. Kim verecek bunun hesabını. Oy veriyoruz neden bize destek çıkmıyorlar. Ben bizim çektiğimiz acıları başkası çeksin istemiyorum. Ben bu davanın ne olursa olsun peşini bırakmayacağım ve kazanacağım" dedi.
Ne olmuştu?
İş cinayeti, 2 Şubat 2024'te Manisa OSB'nin 4'üncü kısmında yapımı süren Mitsubishi Yeni Isı Pompa Fabrikasında meydana gelmişti. Manlift aracının 5 metre yüksekliğindeki sepetinde kaynak yapan Ali Baba Gökalp ve Zülfü Yıldız, kullandıkları makinelerden çıkan kıvılcımların, altlarında istiflenmiş ve fabrikada ısı yalıtım malzemesi olarak kullanılacak köpükleri tutuşturması sonucu alevlerin arasında kalmıştı. İki işçi kaçmaya çalışırken köpüklerin üzerine düşmüş, eriyen köpükler üzerine yapışmıştı. Şantiyedeki kepçe operatörleri, işçileri fark etmeden alevleri söndürmek için toprak dökerek müdahalede bulunmuş, toprağın kaldırılmasıyla işçilerin cansız bedenlerine ulaşılmıştı.
